Ayasofya cami olarak ibadete açılabilir mi?
Konunun İslam ve Ortodoksluk açısından, laiklik ve Bizantinist gelenek açısından ne anlama geldiğini, işin siyasi yanını bir kenara bırakıp, Ayasofya’nın ibadete açılması ile ilgili süreç...
Konunun İslam ve Ortodoksluk açısından, laiklik ve Bizantinist gelenek açısından ne anlama geldiğini, işin siyasi yanını bir kenara bırakıp, Ayasofya’nın ibadete açılması ile ilgili süreç hakkında birkaç şey söylemek istiyorum.
1-Ayasofya halen Vakıf kayıtlarında ve Diyanetin kayıtlarında “Cami” olarak geçiyor. Hatta tayin edilen bir de imamı var. Bu imam da bugün Fatih Müftülüğüne bağlı, kadrolu bir din görevlisi.
2-Ayasofya’nın müze olması ile ilgili Kararname tamamlanıp yayınlanmamıştır. Dolayısı ile de yürürlükte değildir.
Geçen gün Murat Bardakçı da bu konuyu yazdı ve dedi ki: “Ayasofya meselesinin zihnimi uzun zamandır kurcalayan bir başka tarafı daha var: Reisicumhur Kemal Atatürk’ün, Ayasofya’nın “müze” hâline getirilmesi hakkında 24 Kasım 1924’te çıkartılan Bakanlar Kurulu Kararnamesi’nin altındaki imzası, daha doğrusu imzanın “hakiki” değil, “sahte” gibi görünmesi. Konuya daha önce Prof. Yusuf Halaçoğlu da dikkat çekmişti: Hükümet üyelerinin iki sayfalık kararnamenin son sayfasındaki imzaları gerçektir, yani bakanlar tarafından bizzat atılmışlardır ama bu imzaların hemen üzerinde bulunan “K. Atatürk” şeklindeki imzada bir tuhaflık vardır! Zira, Atatürk’ün böyle bir imzasına başka hiçbir belgede tesadüf edilmemiştir, sadece bu kararnamede yer almaktadır, o günlerde çıkartılan diğer kararnamelerde Atatürk’ün görmeye alışık olduğumuz imzası vardır ve Ayasofya Kararnamesi’nin altındaki imza bir başkası tarafından atılmış gibidir! Buraya kadar yazdıklarım Yusuf Hoca’nın birkaç sene önce gündeme getirmesi üzerine bir ara tartışılmıştı ama imzası şüpheli olan bu kararnamede şimdiye kadar pek fark edilmeyen bir başka tuhaflık daha var: İki sayfalık metnin sayfalarının üzerindeki antetler de farklı! Kararnamenin ilk sayfası “T.C. Başvekâlet Kararlar Müdürlüğü” antetli resmî kâğıda daktilo ile yazılmış, antetin altına 2/1589 numarası konmuş. Ama, antet ikinci sayfada değişiyor, “T.C. Başvekâlet Muamelât Müdürlüğü” oluyor ve kararnamenin metni bu sayfada devam ediyor, iki satır sonra tamamlanıyor, altında “Reisicumhur” ibaresi ile “K. Atatürk” yazan tartışmalı imza yer alıyor, sayfanın daha altında da hükümet üyelerinin imzaları bulunuyor. ‘İki sayfalık bir kararname neden antetleri farklı iki ayrı resmî kâğıda yazılır?’ muammasını ben çözemedim!”
Evet, bu kararname yayınlanarak yürürlüğe girdi ise niye Vakıf ve Diyanet kayıtlarında bir değişikliğe gidilmedi.