Babacan’a 40 soru
Bizim Abdurrahim Karakoç’un bir şiiri vardı, “HASANA MEKTUPLAR” diye ve bu şiir şöyle başlıyordu: “Ha Hasan’a, ha sana!” Yani bu ve benzer sorular, sadece Babacan’a değil, siyaset yapmak isteyen herkese....
Erdoğan, Bahçeli, Kılıçdaroğlu, İmamoğlu fark etmez.
Bu soruların %50’sini doğru cevaplarsanız “oyum sizin” diye de bir garanti yok. Bu soruların %99’unu yanlış, birini doğru cevaplasanız, o bir noktada sizinle beraber olacağım. %99’unu doğru cevaplasanız, bir “yanlış”ınız olsa o konuda sizin yanınızda olmayacağım. Tabii dikkat edeceğim, “ağuyu altın tas içre sunup bal’a karıştırıyor”lar mı! Doğru cevap, “balıkçının oltasına taktığı yem” mi diye düşüneceğim.
Çoğu doğru cevap olsa, en doğrusunu, çoğu büyük ölçüde yanlış olsa, o zaman da en az yanlış olanı seçeceğim. Eğer ben katılmayınca yine biri seçilecekse, o zaman “ehveni şer” tercihimdir. En kötüye karşı daha ehven olanı “kerhen” desteklerim! Bilirim “en iyi iyinin düşmanıdır” bu gibi durumlarda.
Bu yeni oluşumun “alameti farikası”, yani kendini ötekilerden ayırt etmeye yarayacak, farklılığı ne? Niçin ortaya çıkıyorlar buyurun size 40 soru!:
1-Alamet-i farikanız nedir?
2-Kudüs konusundaki politikanız nedir? İsrail, Siyonizm konusunda ne düşünüyorsunuz?