Bacon’dan siyaset dersleri
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak'ın bugünkü (07.06.2022)''Bacon’dan siyaset dersleri'' başlıklı yazısı.
Biz söyleyince değeri olmuyor. Onun için pendnamelerden, vasiyetnamelerden, fütüvvetnamelerden, emannamelerden söz etmeyeceğim bugün.
Bugün size 1500’lere gidip, o dönemde yaşayan bir adamdan, Bacon’dan, onun “Toplumsal kargaşalar üzeri deneme”sinden, o denemesinden çıkarmamız gereken derslerden söz edeceğim.
Bir kobay faresi düşünün.
Ve bir labirent.
Labirentin çok girişi ve iki çıkışı olsun.
Siz fare değilsiniz, labirente yaklaşmayın, çıkamazsınız.
Oraya sizi ihtiras, hayal, öfke, korku ve aşkınızla yönlendirirler. Siz korktuğunuzdan emin olmak ve arzularınıza vasıl olmak istersiniz. Labirente giden yolda hep sopa ve havuç göreceksiniz.
Gideceğiniz yolda “Pavlov’un köpekleri” gibi eğitilir bu yolun yolcuları. Şeytan vadisinden geçer bu yol. Vadiden yokuş aşağı koşar gibi giden insanlardan geri dönen yok gibidir. “Gidenin her biri memnun ki yerinden dönen yok seferinden” diye şarkılar mırıldanır bu cehennem vadisinin yolcuları.
Labirente, herkes kendini ifade eden bir renkle boyanmış, sembollerle donatılmış, adeta gökkuşağının altında geçerek girer. Müzik olarak caz, saz, borazan, çan, ilahi her şey var. Ve labirenten geçerken dikkat edin düşüncelerinizi okuyan sensörler vardır ve sizin suali mukadderlerinize cevap verecek uygun profilde kişiler vardır. Labirenti kurgulayanlar, dindar için mescid, ya da LGBT’liler için uygun mekanlar da hazırlamışlardır. Çünkü onların kadrosunda şeyh de var fahişe de. Hani bize denmişti ya, “Şeytan bizi Allah’la aldatmasın”, dikkat edelim. Labirentin sonuna geldiğinde 3 kapıda Şeytanın 3 atlısı sizi bekler olacak. Ya Şeytanın ordusuna asker yapılırsınız, ya ölüm vadisine atılırsınız. Ya da sonunda bu iki kapıdan birisine çıkışı olan bekleme odasına alınırsınız.
Aslında Grip19 sürecinde insanoğlu böyle bir teste tabi tutuldu. Ve sonuç ortada.