Bakıyorum da!
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak’ın bugünkü (21.04.2022)''Bakıyorum da!’’ başlıklı yazısı.
Ramazan’ın son haftasına giriyoruz. Hep diyorum ve demeye de devam edeceğim.
Allah bize günde 40 defa Fatiha’yı okutur. Ama yine de durum ortada ve ben de tekrarlamaya devam edeceğim, özellikle de siyasiler, bürokratlar, STK temsilcilerine; yani seçilmişlere, atanmışlara ve temsili görev yapan herkese. Genelde bu uyarılar herkese. Çünkü asli failler yanında onlara destek veren ve onların icraatları karşısında sessiz kalanlara.
Bu uyarıları doğrudan kendilerine de yapıyorum, onlar bazan dinlemek istemeyip, yüzlerini buruştursalar da!
Duvara Osmanlıca “Hiç” levhası asmaktan ibaret değil bu iş. Geleceğe yön veren akıl ve irade bizim irademiz değil. Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olmaya aday bir akla ve ahlaka sahip değilseniz, araya Şeytan girer; insan heva ve heveslerinin peşinde ekmel-i mahlukat, eşref-i mahlukat yolundan sapar ve belhum adal olur.
Önce şu iki kuralı hatırlayalım: Geleceği yalnız Allah bilir. Bizim için hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olur. Kader, rızık ve ecel Allah’ın elindedir ve bu konuda ortağı da yoktur. Göklerin hazinesinin anahtarı ya da göklerin ordularının komutası nebilerin, resullerin elinde de değildir.
“Yüksek özgüven” dediğiniz şey, bazı durumlarda kibrin tezahüründen başka bir şey değildir. O yüksek özgüven Allah’a dayanma ve güvenme noktasında bir yönelişin ifadesi ise sorun yok.