Bir başka açıdan Ukrayna
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak’ın bugünkü (03.02.2022)’’ Bir başka açıdan Ukrayna‘’ başlıklı yazısı.
Bir yandan 28 Şubat’ı konuşuyoruz da, öte yandan; global bir darbe süreci yaşıyoruz, ama çoğu kimse bu olayın sanki farkında değil.
Pandemi süreci aslında 28 Şubat’tan daha tehlikeli bir süreçti, ama 15 Temmuz’da sokağa çıkanların büyük bir bölümü bu kez o uyanıklığı gösteremediler ne yazık ki.
Ve bu Şeytani süreç devam ediyor. Ve birileri hâlâ Great Resetçilerin iklim yalanına inanmış gözüküyor.
Trans Humanizmi görmezden gelenler var. Neura Link’i de.
Bütün dünyayı kuşatan Starlink ve 5G’ye övgüler diziyor birileri Sanayi 4.0 illüzyonuna aldanıp. Hem de bu yalana en çok inanan, şuuraltında bilim ve teknoloji, sanayi konusunda bastırılmış duygular taşıyan bizim muhafazakar, tatlı su Müslümanları.
Great Reset gibi para ve tanrıyı tedavülden kaldırma iddiası ile yola çıkan, “biyolojik insan” türünün son örnekleri olduğumuzu söyleyen, insanın evrim sürecinde Tanrı olma yolunda olduğunu ve yeni Siborg kuşağının cenneti yeryüzünde inşa edeceğini savunan bu akıl(sızlık) nasıl da insanlığı bu kadar kolay teslim aldı.
Ukrayna süreci de bunun dışında değil.
Great Reset’e, ulus devlet sürecinin ötesinde yeni bir sürece karşı çıkarken, aslında ben 1948 Westefalya’da sömürgelerle semiren derebeyler ve sömürge imparatorluğunun inşasında temel motivasyon aracı olan Vatikan’ın Tapınakçılarının inşa ettikleri “ulus devlet” sürecini” de reddedenlerdeniz.
Bu sürecin inşasına giden yolda kendi aralarında 100 yıl savaştılar. 1648 göreceli barış sürecinden sonra, ırk/kan, toprak, dil, kültür örgüsüne dayalı yeni bir ulusal devlet ve düzen inşa edilse de, ardından kiliseden bağını kurtaran laikler yanında kendi kilisesini kuranlar da oldu.
1789 Fransız devriminden sonra modern ulus devlet sürecinin şekillenmesinde 1. Dünya savaşı, 2. Dünya savaşı, soğuk savaşın ardından bugünlere geldik. Şimdi birileri dünya nüfusunu 500 milyona indirme projesini görüp, adeta ölümü görüp hastalığa razı oluyor. Oysa ulus devletler Kızılderililerin kanları, kara derililerin gözyaşları, sarı ırkın alın terleri üzerine inşa edilmişti. Bugünkü batının refah ve mutluluğunun arkasındaki itici güç bu.