Bir dokun, bin “ah” işit!
“Batılın tasviri saf zihinleri idlal eder: bozar”. Bazı şeylerin şüyuu vukuundan beterdir. Bu olaylar anlatıla anlatıla kanıksanır, vak’a-yı adiyeden şeyler gibi algılanmaya başlanıyor. “Olur...
“Batılın tasviri saf zihinleri idlal eder: bozar”. Bazı şeylerin şüyuu vukuundan beterdir. Bu olaylar anlatıla anlatıla kanıksanır, vak’a-yı adiyeden şeyler gibi algılanmaya başlanıyor. “Olur böyle vakalar” der, geçer hale geliyor insanlar.
Bakın 80 milyonluk bir ülkede bu ve buna benzer olaylar olur. Dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. Bu olayların oranı ne, artıyor mu, azalıyor mu, asıl sorun bu.. Bu olayların sebebi ne, artış nereden besleniyor. Bu sonuçtan sorunlu olanlar kimler?
Bana kalırsa hepimiz suçluyuz, elbette başka kişinin kendisi, şeytanın varlığı günah işlemenin bahanesi değildir, olamaz. Ama bu işi kolaylaştıran faktörler de önemli. Aile, toplum, medya, okul, yönetim.. Herkes.
Yanlış yapan, politikacı, sanatçı, tanınmış biri olunca, herkes olayın üzerine gidiyor. Sonra başlıyor abuk subuk yorumlar, eleştiriler.
“Kör ölür, badem gözlü olur” derler.. “Ölen öldü, şimdi ölüme doğru koşanlar için ne yapmalıyız?”