Bitcoin, FETÖ dâvâları ve..
Dün kaldığımız yerden devam edelim.FETÖ davaları birkaç farklı kesim tarafından farklı biçimlerde sulandırılmaya çalışılıyor.. Bir grub halkın kafasını bulandırmaya...
Dün kaldığımız yerden devam edelim.
FETÖ davaları birkaç farklı kesim tarafından farklı biçimlerde sulandırılmaya çalışılıyor.. Bir grub halkın kafasını bulandırmaya çalışıyor. Bir grub sanık yakınları üzerinde çalışıyor. Özellikle de durumları meşkuk sanık yakınlarını kışkırtıyorlar. Yurtdışına kaçanlar ayrı bir grub, tutuklular ayrı bir grub.. Daha çok da Bylock konusunda bir sürü spekülasyon üretiliyor. Bylock’u hukuki delil olmaktan çıkarabilirlerse birçok FETÖ’cü için iddialar soyut hale gelecek.
Bylock konusunda, bu programın başka birtakım dini programlarla birlikte farkında olmadan da indirilebildiğini ve bu şekilde ilgisiz insanların suçlandığını iddia ediyorlar mesela..
Önce şunu bilelim, Bylock programının ana serveri klonlandı. Dolayısı ile bütün bu iddialar havada kalıyor. Programın bir şekilde indirilmesi değil, aktif hale getirilmesi sorun. Bu da 3 kişinin farklı şifrelerini girerek birbirini onaylaması ile mümkün oluyor. Bir kişinin bir başkasının telefonuna uzaktan girip program yüklemesi ve bu adresten mesaj atması hackerler için mümkün olsa da, bu işlemlerin geriye dönük yapılması mümkün değil. Ya da böyle bir manüpilasyon hemen ortaya çıkarılır. Bylock üzerinden haberleşenlerin yazışmaları da kopyalanmış durumda. Dolayısı ile kimin kimle, ne zaman, ne konuda haberleştiğinin kayıtları var. Birileri bu şekilde yargıyı ve kamuoyunu etkilemeye çalışıyor.. Bunlar FETÖ’cülerin uydurduğu yalanlardan başka bir şey değil.
Şunu da bilelim, FETÖ’cüler sadece Bylock kullanmadılar, başka sistemler de kullandılar. Uydu telefonu da kullandılar, Raspbery Pi de kullandılar, deepweb de. Hani şu günlerde çok popüler olan Bitcoin de. Birçok kişi Bitcoinlerin şifreli bir gizli haberleşme aracı olduğunun farkında değil. Bu şekilde bilgi ve para transferi mümkün.
FETÖ davaları konusunda Valilik ve kaymakamlıklar, yerel yönetimler ve STK’lar daha aktif olabilir. Belki haftalık, aylık çok dilli raporlar yayınlanmalı.. Mesela Genel Merkez, Bakanlıklar, büyük şehirlerdeki davaları izlemek için hukukçular tayin ediyorlar da, acaba il ve ilçe teşkilatları kendi bölgelerindeki davaları izleyip, raporluyorlar mı? Bunu Hak-İş, Memur-Sen gibi Türkiye genelinde örgütlü STK’lar da yapmalı. TOBB da yapmalı. Bu bir devlet meselesi. Gelecek meselesi. Birden fazla kaynaktan bilgi gelmeli ki, bunlar kıyaslansın, karşılaştırılsın ve manipülasyona fırsat verilmesin. Ben hâlâ adalet bakanlığından, bu dava iddianamelerinin yeraldığı bir siteyi yayına sokmasını bekliyorum. Bu konu ile ilgili bir sanal kütüphane de kurulabilir. Bu sitenin çok dilli olması gerek. Bir ihbar hattı olması gerek. Davalarla ilgili bir ajanda ve duruşma zabıtlarının da burada yayınlanması gerek. Sanal ortamda örgüt ve darbe gecesi, sonrası süreçle ilgili fotoğraflar, afişler, broşürler, videoların yayınlanması gerek. Süreci çok iyi yönettiğimizden emin değilim. Vakit de geçmiş değil aslında. İnşallah YÖK de devreye girer de üniversiteler yeni akademik yılda, bu konuda daha fazla akademik makale yayınlanması için uyarıda bulunur, hatta yüksek lisans ve doktora programları açılabilir ve bu konuda bilimsel toplantılar yapılabilir.