Bu gidiş nereye?
Bana göre, sürpriz yok. Bir gün bu işlerin bu noktaya gelebileceğini düşünmemiz ve ona göre tedbirler almamız gerekiyordu. Ve böyle zor zamanlar için kadrolarımız olmalı, içeride ve dışarıda...
Bana göre, sürpriz yok. Bir gün bu işlerin bu noktaya gelebileceğini düşünmemiz ve ona göre tedbirler almamız gerekiyordu. Ve böyle zor zamanlar için kadrolarımız olmalı, içeride ve dışarıda yardımlaşacağımız dostlar edinmeli idik. Edinmedik mi? Yok edindiklerimiz de oldu. Ama yol arkadaşlarımız arasında Allah’ın yardımının bize ulaşmasını engelleyen fasıklar ve münafıklar da vardı. Onlardan kurtulalım diye çırpındım ama, onlar bizi yasaklamaya, sesimizi kısmaya çalıştılar. Bunun bir faturası olacaktı. Oldu işte. Ne demişler, “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste”. Bu “içimizdeki beyinsizler” için de böyle, “Sam Amca”, “Global one number”(!) için de böyle.
Kapitalizmin krizi bu. Bu süreç Westfalya sürecinin sonu! 300 yıllık bir sürecin sonu bu. Sömürü imparatorluğunun geldiği nokta bu.. Sistemin son hamlesi, “Tarihin sonu” ve “Medeniyetlerarası savaş” şeklinde tanımlanan BOP ve FETÖ hamlesi idi. Afganistan, İran, Irak, Suriye, Yemen, Mısır, Libya, Tunus, 15 Temmuz, hepsi bu anlamda sistem krizinin öncü işaretleri.. Sistem çöktüğünde kriz Amerika’yı, Latin Amerika’yı, Avrupa’yı, Asya’yı, tüm dünyayı vuracak. Bu işten Afrika, Rusya, Çin, Hindistan, Japonya herkes etkilenecek, etkilenmeyecek hiçbir ülke yok.
Gezi muhtırasını uygulamaya koyun. Kanal İstanbul’dan vazgeçin, 3. Havaalanını ahır yapın, FETÖ davasını sonlandırın. PKK ile anlaşın, Güneydoğuda özerklik verin, BOP’u canlandırın, savunma sanayiinden vazgeçin, Ermenilerden özür dileyin, KKTC’den vazgeçin, Filistin’e destek vermeyin, Suriye’den çekilin. Michael Rubin’i ekonomi ve politika baş danışmanı yapın, o zaman dolar düşer, tamam mı! Ha unuttum, Türkiye NATO’nun ucuz asker deposu olacak. Başkanlık sisteminden de vazgeçin, Diyaneti FETÖ’ye emanet edin, Patrikhane özerk olsun. İsrail ile savunma işbirliği anlaşması imzalayın. Eğitimi Fulbright’e, sağlığı Dünya Sağlık Örgütüne, ekonomiyi IMF ve Dünya Bankasına emanet edin..
Bunlar 300 yıllık geçmişe dayalı bir “medeniyet” kurdular, bir “Kasımpaşalı” çıkıp “One minute” dedi diye duracak değiller! İyi ki çıktı ve o sözü söyledi. Şimdi bize düşen mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimiz pahasına o sözün arkasında durmaktır.
300 yıl önce dünyayı işgal eden, haraca bağlayan sömürge imparatorlukları, önce insanları toprak, kan, din / mezhep ve dil temelinde uluslara ayırdılar. Sonra bunlar arasında bir ekonomik, siyasi bir düzen oluşturdular. Bu süreçte kendi aralarında 100 yıl savaştılar. Bu düzenin inşası sırasında ve sonrasında inanılmaz savaşlar yaşandı. 20. Yüzyılda bu defa dünyayı paylaşma konusunda kendi aralarında bir paylaşım savaşına girdiler ve on milyonlarca insan savaşlarda öldü, yüz milyonlarca insan açlık ve hastalıktan telef oldu. 1. Dünya savaşı, 2. Dünya savaşı, soğuk savaş.. Bugün gelinen noktadaki kriz Kapitalizmin ve Siyonizm’in krizidir. Bu sonuçları itibarı ile ötekilerden daha kanlı olacak. Daha uzun bir zamana da yayılabilir.
Kurdukları düzen, 40 kişiye bir pul, bir kişiye 40 pul. Devam ettirmek istedikleri böyle bir düzen. İki ülkenin sahip olduğu nüfus, neredeyse dünya nüfusunun yarısı, ama bu iki ülkenin sahip olduğu toprak, 170 milyonluk Rusya’nın sahip olduğu toprak kadar değil. Avustralya, Kazakistan, Suudi Arabistan hepsinin durumu ortada. Böyle bir dünya sürdürülemez.