Din, ahlak, kültür, medeniyet
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak'ın bugünkü (15.04.2022)''Din, ahlak, kültür, medeniyet'' başlıklı yazısı.
İnsanın olmazsa olmazı başlığın ilk ikisidir: Din ve ahlak.
Din ve ahlak işin özüdür aslında. Ahlak fıtratta gömülüdür. Vahiy yüklenir. Ötekiler bunun sonucunda ortaya çıkan estetik, incelikle ilgili.
“Kültür”, “Eğitim” gibi sabıkalı bir kavram. Aslında “Kültür”, tarım ve hayvancılıkla ilgili. Kültür ırkı “mantar” ya da “at” yetiştirirsiniz. İnsan “Bostan” ya da “Ekin” değil mi, onun kültürü olsun.
Eğitim de öyle. Neden “Maarif” değil de “Eğitim”. Konu sadece kelime farkı değil.
“Medeniyet denilen maskara mahluk”tan söz eder Akif, medeniyet dediğiniz şey “Şehirli” olmak anlamına gelir. İngilizcesi “Civilization”. Yani Sivilleşme’ye, yani siyasal olmayana onlar “Medeniyet” diyorlar. Kadın ve erkek gibi bir şey sivil ve siyasal olmak. Laik olmak da mesela Ruhban olmamayı ifade eder, ama maalesef her şeyi birbirine karıştırıyoruz.
Mesela din ile inanç her zaman aynı anlama gelmez. Mesela Hristiyanlık bir Religio’dur. İnsanlar bir şekilde Tanrılarına şükran sunmak için bir takım ritüeller, seremoniler, ikonalar üretirler. Din, yaratanın yaratılana vahyettiği yaşama biçimidir. Ve tek din vardır, o da Hz. Adem’den bugüne kadar devam edip gelen dindir.
Ahlak da, moral ya da etik değil, yaratanın yaratılış gayesine, fıtrata uygun yaşama anlamına gelen bir kelimedir. Medeni bir insan cehenneme gidebilir, avamdan biri, Bedevi biri cennete gidebilir.
“Hadara” kendine has hayat tarzı olan, kendini belli bir yerde konumlandıran, Bedevi olmayan anlamına geliyor. Bedevi, göçer, çölde yaşayan gibi anlamlara geliyor. Köylü yerine, özellikle tarımla uğraşanlara “Fellah” deniyor. “Ahali”, aynı yerde oturuyor / bulunuyor olmaktan başka ortak bir yanları olmayan insan topluluğuna deniyor.