Diyanet anayasal statüde özerk olmalı
Bir yandan Kudüs’ün geleceğini konuşuyoruz, bir yandan Mekke ve Medine’nin. Öte yandan; salgın hastalığı. Bir yandan da İdlib’i tartışıyoruz. Sınırımızda bir milyona yakın insan var.
Bu konular büyük ölçüde dini temelleri olan konular ama İslam dünyasında Müslümanların maslahatını gözeten evrensel bir merkez yok. Ben; “yeryüzünün bütün açları ümmetin yetimleridir” diyorum da, bu açıdan bakınca yeryüzünün yetimleri başında yine Müslümanlar geliyor!.
“Bir önder çıksın ümmeti kurtarsın” demiyorum. “Ümmet Allah’ın ipine sarılsın, bu vazife için içlerinden birini görevlendirsinler” diyorum. Biz “Allah’ın ipi”ne tutunalım, Allah’ın dinine yardım edelim ki, Allah da bize yardım etsin!
Bizim insanımız genellikle hemen “kurtarıcı bir lider” ya da “dini bir önder” arar.
Gündem çok karışık, ama ben yine de şu Diyanet konusunu yazmak istiyorum.