Ergenekon, Balyoz derken!
Ergenekon ve Balyoz davaları buharlaştı.. Örgüt de yok, suç da, suçlu da.. Yarın Allah korusun Paralelciler geri dönüp gelirlerse, FETÖ diye bir örgüt, dolayısı ile suç ve suçlu yoktur diye bir mahkeme...
Ergenekon ve Balyoz davaları buharlaştı.. Örgüt de yok, suç da, suçlu da..
Yarın Allah korusun Paralelciler geri dönüp gelirlerse, FETÖ diye bir örgüt, dolayısı ile suç ve suçlu yoktur diye bir mahkeme kararı çıkarsa şaşmamak gerek.
Bana sorarsanız, artık Ergenekoncuların da, Paralelcilerin de geri dönüş yolları kapalı..
Ama şunu da söylemek gerek: Tamam Ergenekoncuların ve Paralelcilerin geri dönüş yolları kapalı, ama bu bundan sonra darbe olmayacağı anlamına gelmiyor.. Darbeler, terör ve savaşlar belli merkezlerin işi..
Şu günlerde Ankara’da hukuk adına ilginç olaylar yaşanıyor. 28 Şubat davası bir yandan, öbür yandan Ergenekon davası.. Her iki davada da toplum vicdanı rahatsız.. Mesut Yılmaz’ın ifadeleri tam bir komedi.. Kimse baskı görmemiş, nerdeyse şikayetçi kimse kalmayacak. Şevket Kazan da davacı değil, Meral Akşener de.. 28 Şubat’ın Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, STK, Bürokrasi ayakları, dış bağlantıları üzerinden hiçbir inceleme yok..
Paralel yapının Ergenekon-Balyoz diye örgütlediği dava, aslında 28 Şubat’ın ardından geldi..
Refahyol hükümetinde Tansu Çiller sütten çıkan ak kaşık değildi.. Erbakan üzerinden, Paralel yapının orduya sızmasına karşı çıkan, engel olan, ılımlısı ile dahi dindarları orduda görmek istemeyen BÇG kanadı Refahyol eli ile tasfiye edilecekti. Media ve Sermaye, STK içindeki unsurları ise Çatlı eli ile susturulacaktı.. Ama BÇG dişlerini gösterdi. Rejimi koruma adına gerekirse kan dökeceklerdi.. Erbakan “Bakalım kanlı mı olacak, kansız mı” derken bu olaya işaret ediyordu..