Hayatı roman olan, bir roman yazarı
Super Haber röportaj editörü Hülya Okur, bilinen adı ile Adalet Ağaoğlu, nam-ı diğer ‘Fatma İnayet’ ya da “Matmazel” ile ilginç bir röportaj yaptı. Röportajın manşeti ilginçti:...
Super Haber röportaj editörü Hülya Okur, bilinen adı ile Adalet Ağaoğlu, nam-ı diğer ‘Fatma İnayet’ ya da “Matmazel” ile ilginç bir röportaj yaptı. Röportajın manşeti ilginçti: “Uzun süre ‘Babam Hafız’ demeye utandım. Aptalmışız”.
Ankara Nallıhanlı Hafız Mustafa Sümer’in kızı Fatma İnayet; hayatı roman olan bir roman yazarı.
“Darbeler olmasaydı Avrupa Birliği’ne girmiştik” diyor.
Şöyle olmasaydı böyle olurdu. Bir romancı böyle düşünür. Hep sebeb sonuç ilişkisi olacak, rasyonel, determinist. Ama olan olayları geriye dönük sorguladığınızda, mesela “Babam kız olsaydı ben kim olurdum?” Müslümanca bir tasavvurla böyle bir sorgulama yapamayız. Gerçekleşen şey, alternatifi olmayan bir takdirdir. İhtimal hesabı olmaz. Eğer geriye dönük ihtimal hesabı yapacaksak, “1 milyon yıl önce dünyanın herhangi bir yerinde bir kelebek kanadığını bir kez eksik çırpsaydı, tarihin akışı böyle olmazdı!” bir akıl yürütmenin rasyonel bir temeli yoktur ve olamaz. Olan olmuştur. O oluşun önündeki engeller o sonuçtan sorumludur. Bu da ayrı bir konu.
“Şiddete başvurmadıkça herkes istediğini söyleyebilir. Yeter ki şiddete başvurulmasın. Benim başıma asker dipçiği ile gelmesin. Çünkü sivil halkın elinde oyundan başka silahı yok. Onun için toplumun üstüne silahla gidilmez” sözleri ile askeri darbelere olan başkaldırışının sebebini izah etti.
15 Temmuz’un ise Türkiye için bir dönemeç olduğunu ifade ederek, “Tankların karşısına halk kendiliğinden yürüdü, bu kadar uyandı toplum, 15 Temmuz çok önemli bir dönemeç oldu bence. 15 Temmuz gecesi halkın hiçbir şeyden haberi yokken halk tanklara karşı kendisi yürüdü. Ben 15 Temmuz’u yazsaydım, nelerden geçerek bu hale geldiğini anlatırdım. Kendiliğinden olmuş, manipüle edilmiş değil, bir partinin yaptığı bir şey değildi” sözleri ile açıkladı.