Karamsarlık yok!
Tamam olumsuz bazı gelişmeler var. Ya da beklentiler hemen gerçekleşmiyor. Sabır! Havada kara bulutlar dolaşıyor. Tamam. Gelecek günler, geçen günleri de aratabilir. Ama sonuçta bizi gören, duyan bilen, hüküm sahibi bir Allah var.
O zaman gam, ye’s yok! Hayır ve şer Allah’ın iradesi içindedir. Bu bir imtihandır. Tekrar tekrar yazdım. Yine yazacağım. Allah (cc) bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Allah servet ve iktidarı halklar ve ülkeler arasında evirip çevirecektir. Her topluluk layık olduğu gibi idare olunacaktır. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir.
Biz Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olalım. Allah (cc) bir şeyin olmasını murat ederse, onun vesilesini de halk eder. O, “ol” der ve o şey olur! Hani biz, “ne varlığa sevinecek ne yokluğa yerinecektik”. Hem değil mi ki, “bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilirdi. Biz bilmezdik, Allah bilirdi!” Bazan bunu unutuyoruz sanki.
Ne çabuk umutlanıyoruz, ayağımız yerden kesiliyor, geçmişin başarıları ile övünüyor ve gelecek için vaadlerde bulunuyorduk. Sanki “göklerin hazinelerinin anahtarı bizim ellerimizde”ydi! Böyle bir güce peygamberler dahi sahip değil. Kadere, rızga, ecele hükmeden Allah ezelin ve ebedin tek sahibidir. Doğu da batı da O’nundur. Zahir de batın da O’nun iradesi içindedir.
Ne çabuk umutsuzluğa düşüyoruz, uykularımız kaçıyor, panikliyoruz.