Kaşıkçı’dan Lumumba’ya!.
Diyorlar ki, daha önce, hiç bunun gibi alçakça bir cinayet yaşanmadı.Yaşanmıştır, hem de daha vahşicesi. Cesedinin asit kazanında eritilmesine gelince, bunun daha aşağılık şekillerini Esed de...
Diyorlar ki, daha önce, hiç bunun gibi alçakça bir cinayet yaşanmadı.
Yaşanmıştır, hem de daha vahşicesi. Cesedinin asit kazanında eritilmesine gelince, bunun daha aşağılık şekillerini Esed de denemiştir, başka diktatörler de. Sadece diktatörler değil, batılı demokrat “dostlarımız” da işlemişlerdir aynı cinayeti. Mesela; Lumumba’yı kim öldürdü? Belçika gizli servisi değil mi? “Mezarı sömürgecilik karşıtı bir anıta dönüşmesin” diye cesedini gömdükleri yerden çıkarıp, asitle eritmiş, kalan diş gibi parçaları da hatıra olarak alıp, yanlarında götürmüşlerdir.
Patrice Émery Lumumba, Kongolu siyasetçi. 1925 yılında Belçika Kongo’sunun Kasavi bölgesinde Élias Okit’Asombo ismi ile doğdu. 1960’da Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı oldu. 17 Ocak 1961’de, Lubumbashi bir suikast sonucu öldürüldü. Ölüm haberi ancak 14.2.1961’de açıklandı. Cesedi önce parçalandı, sonra da asit kazanında eritilerek yok edildi. Dünyadan, Afrika’dan ve Kongo halkından gelen tepkiler sonucu Mobutu, Lumumba’yı 1966 yılında «Milli Kahraman” ilan etmek zorunda kaldı. Yani asit kazanında eritilen kişi olarak Kaşıkçı ilk değil.
Kaşıkçı, Suudi istihbaratının önemli bir adamı idi. Çok şey biliyordu. Karanlık ilişkilerin ve birtakım cinayetlerin de bilgisine sahip olmuştur mutlaka.
Suudiler bu noktaya bir anda durup dururken gelmedi. 20 yıl kadar önceydi. Kâbe’nin ipek örtüsü dışarıda dokunuyordu. Hereke’de dokunması için Türkiye’ye gelmişlerdi. Beni buldular. Bu işle ilgilenenlerle tanıştırdılar. Adamlar, işin gerçek maliyeti kadar rüşvet istiyorlardı. Tabii hemen geri çekildik. Kâbe örtüsüne bile bile haram katan adamlar bunlar. O günden bugünlere geldiler. Gün geldi, sistem kendi evlatlarını yemeye başladı.