Kudüs, ah Kudüs
Yeni Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak’ın bugünkü (18.04.2022)''Kudüs, ah Kudüs’’ başlıklı yazısı.
Siyonistler rahat durmadı. İlla ramazanda bir halt yiyeceklerdi ve yaptılar yapacaklarını.
Saldırıların arkası kesilmiyor. “Büyük İsrail”e giden yolda bir yandan Kushner senaryosu güncellenirken, öte yandan, KKTC’de ilginç şeyler oluyor. Ukrayna yeni İsrail olacak, Kuzeydoğu Karadeniz sahillerinden Hazar denizine kadar da, Transkafkaslarda, yani Yecüc Mecüc / Gog Magog’un huruç edeceği Kaf dağı bölgesinde başka bir Yahudi devleti daha. İçinde Karaimlerin de yer alacağı HAZARA devleti için sanki birileri iş üstünde. Hani Meşiah’ı bekliyorlar ya, onun için de mabedin inşası gerekiyor!
Ortada Ukrayna örneği dururken, ilgisiz de kalamazlardı. ABD, AB, hatta BAE bile saldırıyı kınadı. Kınama mesajı çatal dilli idi, ama zevahiri kurtarmak için buna mecburdular.
Kınamaları gerekiyordu dışa karşı, kınamaları gerekiyordu bu işlerin kontrolden çıkmasını engellemek için, kınamaları gerekiyordu, İslam dünyasının tepkisini beklemeden, İslam İşbirliği Konferansı ve Arap Birliğinin tepki vermesine gerek kalmadı!
Türkiye de bir kınama mesajı ile vaziyeti kurtarmış oldu. ABD ve AB’den de kınama gelince Ankara da daha fazla işin üzerine gitmedi.
Aslında Biden ekibi çok daha tehlikeli, kapsamlı yeni bir senaryonun üzerinde çalışıyorlar. “Büyük İsrail” için hazırlık yapıyorlar. Yarım kalan Kushner ve Dahlan senaryosunu güncelliyorlar. Bu arada batı Ankara’yı hem yanına almak, hem de fazla inisiyatif yüklememek istiyor. Bunun için de bir elinde havuç tutuyor, bir elinde sopa.. Twitter’da ve YouTube’daki birtakım kanallardaki yayınlar Peker’in yokluğunu hissettirmiyor. “Oltayı yutan balık yem istemiyor” ya, bu kozu kullanarak “Hayır” diyen bir Türkiye istemiyorlar.
İslam ülkelerinde “aktif denge politikası”nın yerini hovarda siyaseti alıyor. “Mavi boncuk politikası” uygulamaya başladılar. “Mavi boncuk kimdeyse, benim gönlüm ondadır” da mavi boncuk herkeste olunca “9 kocalı Hürmüz”ün işi zorlaşıyor. Malezya’da da bu böyle Pakistan’da da, Cezayir’de de, hemen her yerde. Maalesef, İslam ülkesi liderleri dediğiniz takım göz ucuyla ABD, AB, İngiltere, Rusya, Çin ve İsrail’i gözetiyor, onların düşmanlıklarından sakınıp dostluklarını kazanmaya çalışıyor da Allah’a dayanmayı, O’nun rızasını kazanmayı öncelikli bir mesele olarak ele almıyorlar. Onun için de iki yakamız bir araya gelmiyor. Sonunda Eba Müslüm Horasani’nin dediği noktaya geliyoruz. Hak’dan, adaletten uzaklaşınca kasetlerle, yolsuzluk dosyaları ile uğraşmak zorunda kalıyor politikacılar, bürokratlar, STK temsilcileri, Yargı mensupları, STK temsilcileri, Cemaat liderleri.. İşte bu ahval ve şerait altında Kudüs meselesi, Filistin davası kaynayıp gidiyor. Bir “Mavi Marmara”nın hatırasını bile koruyamadık.