Rabia’yı unuttuk mu?
Geçen gün Seyyid Kutub’un idamının yıldönümü idi.. Hafta başında daMursi’nin tutukluluk hali 1000. gününü doldurdu.. Geçen gün “Ama orada Tony Blair, Mursi’yi ziyaret etmiyor, Sisi’ye...
Geçen gün Seyyid Kutub’un idamının yıldönümü idi.. Hafta başında daMursi’nin tutukluluk hali 1000. gününü doldurdu.. Geçen gün “Ama orada Tony Blair, Mursi’yi ziyaret etmiyor, Sisi’ye danışmanlık yapıyordu değil mi! Turp sıkayım sizin demokrasinizin içine” diye yazmıştım.
Sahi siz darbeye darbe, darbeciye darbeci diyemiyordunuz artık değil mi. O çok övündüğünüz demokrasiniz helvadan puttu. Acıkınca hapur hupur yiyordunuz.
Demokrasinizin kapsama alanında kutsala yer yoktu, kutsal dediğiniz şey sizden olmayınca, ama gay ve lezbiyenler baş tacınızdı..
Darbeye “darbe”, darbeciye “darbeci” diyemediğiniz gibi, teröre “terör”, teröriste “terörist“ diyemiyordunuz değil mi? Bakınız Kobani-PYD, PKKörneğine.. Ne Fehriye Erdal’ı unuttuk, ne de sizin o “iyi çocuklar”ı
Bizden sizin kampta eğitim almışlara göre, mesela Sisi Arap-Afrika kırması demokrasiler için uygun bir profildir. Sisi de namaz kılıyor, Sisi’nin de hanımının başı örtülü değil mi? “Askercil demokrasi” olur mu demeyin, onlar yapınca oluyor.. Darbenin demokrasiyi inşa etmek için postmoderni bile oluyor.