Sahibinin sesi Kılıçdaroğlu!
Kılıçdaroğlu, kendini CHP’nin başına oturtanlara minnet borcunu ödüyor.Aslında bu zat, o makama “geçici” olarak getirilmişti ama kalıcı oldu.. Daha doğrusu “kalıcı olmak” için...
Kılıçdaroğlu, kendini CHP’nin başına oturtanlara minnet borcunu ödüyor.
Aslında bu zat, o makama “geçici” olarak getirilmişti ama kalıcı oldu.. Daha doğrusu “kalıcı olmak” için, kendini o makama getirenlerin güvenini kazanmaya, kendini ispatlamaya çalışıyor.
Kılıçdaroğlu’nu “kalıcı” yapan bir diğer gerçek ise, CHP’nin “yamalı bohça” olmasından kaynaklanıyor. CHP’de en az 7 hizip var. Partide bütünlüğü sağlamak için, sürekli olarak dışarıda kriz üreteceksiniz. Sonra hizipleri birbirine kışkırtıp nötralize edeceksiniz. Yani “parti içinde çatışma, dışında kavga”. CHP’lilerin en iyi bildikleri şey kavga..
CHP artık sol bir parti filan değil. Artık Laik, Kemalist filan da değil. Alevi’ci, FETÖ’cü, PYD’ci, Esed’çi bir parti. Yani 6 Ok’a da bağlı değil. Adında “Cumhuriyet” var ama “Cumhuriyetçi” değil. CHP azınlık partisi. CHP’nin adında “Halk” var ama “Halkçı da değil. “Milliyetçi” de değil. Böyle bir iddiaya kargalar biler güler. “İnkılapçı” da değil. Türkiye’nin en muhafazakâr partisi CHP’dir. CHP “Devletçi” de değil. Özel bir bankanın yönetimini tayin eden bu partinin Sosyal Demokrat Birlik ya da Sosyalist Enternasyonel’e değil “Kapitalist birlik”e üye olması gerek. Hatta bir de TÜSİAD’a üye olması gerek. Öyle ya bankası var!
Birilerinin CHP’ye yakınlığının tek sebebi bu imtiyazlı statüsü ve Türkiye’nin en büyük özel bankalarından birinin yönetimini elinde bulundurmasıdır. Yani bu ekonomik-politik RAND’ı elinde bulundurmasıdır.