Siyasetin finansmanı
Yeni siyasi partiler kuruluyor ya, herkes kadro ve program bekliyor sanmayın, “bizden kim var” ona bakacaklardır. “Bu kapıdan bize ekmek var mı?” Asıl soru bu! “Ulusal çıkar” dedikleri aslında “Bu işten benim çıkarım ne olacak?”
Parti kuranlar da bunu bilirler ve bu konuda “Kadrolaşma” derken aslında “rant paylaşımı”na benzer bir “paylaşım sistemi” kurarlar. Hani şu “Win win” dedikleri, “Kazan kazan”. Sonunda bal tutan parmağını yalayacaktır. Birileri “Kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyecektir”. Bunlar içinden “siyasetin finansmanı”nda görev alacak olanlar “Milli Burjuvazi” sınıfına yükselecektir. Sistem “Ben sana, sen bana” şeklinde işleyecektir.
“Rüşvet” ve “Haraç” bu işin ayağa düşmüş halidir. Yoksa “Minareyi çalan kılıfını hazırlayarak” yola çıkar. “Adrese teslim ihaleler” yapılır. İşi alan başkadır, onu bir başka müteahhide satar, o da bir taşerona verir. Taşeron parasını alır-alamaz, ya da malzemeden çalar, restleşmeler tehdide varır ve sonunda..