Tedricilik ve ıslah üzerine
Herkes Dar’ül İslam, Dar’ül Harb konuşa dursun, sanırım bugünkü halimiz Dar’ül Acaib. Dar’üs Selam’a ulaşmak için eskilerin tabiri ile “daha çok fırın ekmek yememiz lazım”...
Herkes Dar’ül İslam, Dar’ül Harb konuşa dursun, sanırım bugünkü halimiz Dar’ül Acaib. Dar’üs Selam’a ulaşmak için eskilerin tabiri ile “daha çok fırın ekmek yememiz lazım” diyeceğim ama ekmekler de bozuldu.
Mazi diye sahip çıkacağımız bir yakın zamana ait bir mazi de yok. Halimiz de ortada. Ati deseniz, geçmiş ve bugün açısından sorunlu bir toplumda sağlıklı ati tasavvuru beklemek ne derece mümkün.
Tamam, Cumhuriyet döneminde çok yanlış işler oldu. Osmanlının İttihat Terakki’si bize model olabilir mi? Değilse Tanzimat bize model olabilir mi? Hadi o da olmadı, Lale Devrine razı mısınız?
Son 300 yıldan bize hayır yok anlayacağınız.
O zaman vakıaya, hale teslim olmadan “kökü mazide olan ati” anlayışı ile yani geçmişin bilgi birikimi ve tecrübeleri, bugünün farkındalığı ve sorumluluğu, ıslah ve tedrici iyileştirme çabaları ve geleceğin hayalleri ile hayatımızı anlamı kılacağız.