Yeni Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak: ’’Köle efendisini doğurunca!’’
“Kıyametin alametlerinden biri de köle kadınların efendilerini doğurmaları olduğu” vurgulanmıştır. (Buharî, Tefsiru Sureti 31,2).Geçmişte bu konu şöyle açıklandı: Bu anne babaların...
Geçmişte bu konu şöyle açıklandı: Bu anne babaların çocuklarının kölesi olmaları, onlardan azar işitmeleri, annenin hizmetkar, çocuğu ise efendi konumuna yükselmiş olması, ahlaki zaaf, ensest ilişkilere işaret edilmiştir. Bu anlamda kitap “anne-babaya efendilik taslamak şöyle dursun, ‘üf’ bile dememe şartı getirmiştir.
Bir diğer yoruma göre, zamanla kadın köleler çoğalır, efendileri onlarla evlenir ve çocukları olur. Kendi efendisinden olan çocuğu bir anlamda kendisinin efendisidir. Fuhşiyatın artması, çocuğun kimden olduğunun bilinmemesi de bu tür hadisata sebeb olabilir. Kölemen’ler/Memlüklü’ler döneminde olduğu gibi kadın kölelerin krallar, padişahlar doğurmasına işaret vardır.
Şimdi bu yorumlara bir yenisini daha eklemek gerek. “Taşıyıcı anne” buna bir örnek. Bir kadın mı erkek mi olduğu artık belli olmayan bir BİREY, sperm bankasından kim olduğunu bilmediği bir yumurta ya da sperm alarak taşıyıcı bir annenin rahmine bunu yerleştirip, bu kişi de o anneden doğduktan sonra taşıyıcı ve kendini doğuran annenin efendisi olabilir.
Taşıyıcı annelik artık bir teori değil, pratik bir gerçek. Tıpkı domuzdan, gen ya da organ nakli gibi. Zaten diş ve ortopedi de, kemik hastalıklarında domuzdan elde edilen kemik tozu yaygın bir şekilde kullanılıyor. Yakın zamanda Talat Buğur diye bir çıkıp sığırdan “tıbbi kemik tozu” üretti de, artık güçlü bir alternatifimiz var. Ama bu konu domuzdan insana kalp kapakçığı transferi kadar gündem oluşturmadı.