Bu sitemle bu kadar
Gerginliklerle, boş vaatlerle anılacak bir kampanyadan sonra sonu koalisyon ile nihayetlenen bir seçimi geride bıraktık. Gönülden geçen ile milletin tercihleri her zaman aynı olmuyor. Mademki seçmenin tercihi bu yönde, o zaman sonuca...
Gerginliklerle, boş vaatlerle anılacak bir kampanyadan sonra sonu koalisyon ile nihayetlenen bir seçimi geride bıraktık. Gönülden geçen ile milletin tercihleri her zaman aynı olmuyor.
Mademki seçmenin tercihi bu yönde, o zaman sonuca herkes saygı duymalıdır. Gerçi milletin kendisi sebep olduğu bu sonuçtan dolayı bir tedirginlik yaşıyor. Seçim günü ve sonrasındaki 2 gün Diyarbakır, Malatya ve İstanbul’a seri ziyaretlerim oldu. Burada konuştuğum insanlar “bu nasıl bir sonuç” diyerek şaşkınlığını dile getiriyordu.
Öncelikle seçim sürecinden çok önceleri başlayan gerginlik ve sert üslup artık yerini sükûnete, yapıcı üsluba bırakmalı. Sıkılı yumruklar tokalaşmaya hazır olmalı ki ülkenin bekleyen binbir sorunu ile ilgili çözümler üretebilelim.
Burada hemen şu hususu belirtmem de yarar var;
Parlamentarist sistem iflas etmiştir. Türkiye yeniden mal bulmuş Mağribî anlayışıyla koalisyonların yanlışlıklarından dolayı bütün kazanımlarını heba edecek bir ülke olmamalıdır. Bunu hak ettiğimize inanmıyorum. Şimdi acil olarak bekleyen Çözüm Süreci var. Bütün partiler bu konuyu kendi parti siyasetinin üstünde tutmalıdır. Bu ülkede bir daha kanın akmaması için süreç devam etmeli ve süreç sağlıklı sonuca erdirilmelidir.
Bu konuda HDP de MHP de yapıcı bir dil geliştirmelidir. İki parti de bu konuda hassasiyet göstermeli, ileride telafisi imkânsız sona yol açmamalıdır.