FETÖ ve Demirellere sessiz kalan sizdiniz
İSLAMIN HÜKÜMLERİNİN GÜNCELLENMESİ başlıklı bir önceki yazımızda, İslam Fıkhında “makasıda uygun” değişikliğin olabileceğini anlatmış, özet olarak, “Vahiy...
İSLAMIN HÜKÜMLERİNİN GÜNCELLENMESİ başlıklı bir önceki yazımızda, İslam Fıkhında “makasıda uygun” değişikliğin olabileceğini anlatmış, özet olarak, “Vahiy kaynaklı hukuklarda temel ilkeler ve hükümler haricinde bilhassa maslahat içeren ve örfi hükümler Kur’an’ın hedefleri gözetilerek zamanla değişikliğe gidilebilir.“ demiştik.
Bu şu anlama geliyor: İlk asırdan itibaren ashabın ra, tabiinin ve sair müctehidlerin başvurdukları ‘def’-i mefsedetin celb-i maslahattan önceliği’ yaklaşımını sürdürmek. Yani o gün geçerli, makul ihtiyaca ve makasada binaen uygulanan “güncelleme” bugün de yapılabilsin. Bu asla reform ve/veya dini tağyir değildir, olamaz da.
1986’da mütevazı bir ilme sahip olan rahmetli babam Halifanlı Mela Muhammed’e sormuştum: İslam’ın hükümlerinde değişiklik mümkün mü? Medrese alimlerinin “tutuculuğunu” bilirsiniz, buna rağmen rahmetli babam (tabi ki Zaza’ca), “İslam’dan olan, yani ‘dini olan’dan bahsedersek evet, değişiklik kaçınılmazdır. İmam Şafii’nin Mısır’a gittikten sonra yaptığı şey bu değişikliktir. Çünkü İmamlarımızın görüş, fetva ve ictihadları islami/din(i)dir. Bu sebeple mesela kadın ve yabancı/namahrem bir erkeğin yalnız kalmaması meselesi bugün için esnetilebilir” demişti.
Neden dediğimde, “O dönem Hicaz yarımadasında kadın ve erkeğin yalnız kalmasını gerektiren hiçbir sebep yoktu. Şayet yalnız kalmışlarsa ya farklı niyet taşıyorlar/dı, ya da farklı niyet olmasa bile kötü bir niyetin doğmasına kapı aralanırdı. Çünkü yalnız kalmalarını icab ettiren bir sebep yoktu, neden yalnız kalsınlar ki? Ama bugün en basitinden iş yerinde, mesela doktor-hemşire hasta bekliyor, ama hasta beklemek zaman alabiliyor. Bunun için onlardan biri, ‘ben gidiyorum, hasta geldiğinde çağırın geleyim’ diyebilir mi? Onlar işinde gücünde, yani onların yalnız kalmalarını gerektiren geçerli sebepleri var. Yalnız kalmada bir risk var mı var, yaradılışları gereği bilhassa kapalı toplumlarda kadın ve erkeğin etkileşimi en çok yalnız kaldıklarında canlanacağı için hassasiyet hususen mü’minler için elzemdir, zaruridir.” şeklinde cevap vermişti.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Kur’an ve Sünnetle sabit olan hükümlere dokunulmadan, farklı yorumlanabilecek, farklı ictihadların bulunduğu, bugün daha farklı yorumlanabilecek hükümlerin yine Kur’an ve Sünnet’in aydınlığında “güncellenmesi” ihtiyacını dile getirdi.
Bu açıklamayı koca koca külliyatları yutmuş “beynelminel” prof. Anadolu hanımefendisi kadar basiret ve feraset sahibi olmayınca anlayamamış. Gerçi doğru anlayan kimileri de fırsat bu fırsat deyip kinini kustu, o ayrı mesele.