Hoş geldin Reis
Cumhurbaşkanlarımızın, başbakanların bölgeye ziyaretleri her zaman çok önemli olsa da bilhassa 2001’den itibaren Diyarbakır’ın, Mardin’in kısacası bölge illerinin Recep Tayyip Erdoğan’ı...
Cumhurbaşkanlarımızın, başbakanların bölgeye ziyaretleri her zaman çok önemli olsa da bilhassa 2001’den itibaren Diyarbakır’ın, Mardin’in kısacası bölge illerinin Recep Tayyip Erdoğan’ı beklemesi bir başka heyecana sebep oluyor.
Hizmet olarak 80 yılda yapılmamışları yapan, demokrasi, özgürlük, insan hakları bağlamında Türkiye’ye çağ atlatan bir liderin ziyareti öncesi heyecan gayet normal diyecekseniz haklısınız, lakin bu heyecan öyle böyle değil.
2014 mahalli seçimleri öncesi FETÖ’nün de ev ev dolaşarak, “AK Parti’ye oy vermeyin” diyerek o seçimlerde AK Parti oylarının aşağıya çekilmesi için yırtındığı günlerde Başbakan Erdoğan’ın Van ve Diyarbakır mitingleri vardı.
Başbakan Erdoğan o gün ilk olarak Van’da halka seslendi. Seslendi diyorsam da hatırlayanlar nasıl bir sesle seslendiğini gayet iyi bilirler. Başbakan’ın sesi kısılmış, kısık sesle mikrofona konuşan Sayın Başbakan’ın hitabı anlaşılamayacak durumdaydı. Duyduğuma göre doktorları bu iki ilin mitinglerine katılmamaları yönünde görüş beyan etmişlerse de Başbakan Erdoğan kabul etmemişti.
Aracın radyosundan Van konuşmasını dinlerken yanımda bulunan arkadaş, “Abi, bir yanlışlık olmalı, aracın hoparlörü bozuk, ne bileyim, böyle ses olur mu hiç?” dedi. Doğrusu kısık ses bile böyle olmazdı, ama radyodan duyulan ses bu. Van’da Sayın Başbakan’a eşlik eden arkadaşları aradım, Başbakan Erdoğan’ın sesini sordum. Bana gelen cevap ile adeta yıkıldım, meğer o ses Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kısılan sesiymiş.
Diyarbakır mitingi başladı, Başbakan çıktı, her zamanki gibi, “Diyarbakııır!” diye sözlerine başladı. Alan şaşkındı, kısmen duymuş olsalar da Sayın Başbakanlarının sesinin bu denli kısıldığını beklemiyorlardı.