Müslümanlar Dar’us selama
Yunus’a. Dünyanın en güzel çağrısı ve çağrışımı, En güzel tını, alımlı kavram. Bu güzellik sadece Türkçesi ile ilgili değil, bütün dillerde efsanevi...
Yunus’a.
Dünyanın en güzel çağrısı ve çağrışımı,
En güzel tını, alımlı kavram. Bu güzellik sadece Türkçesi ile ilgili değil, bütün dillerde efsanevi hoşluğa, tınıya sahiptir barış.
Mesela aşitî, mir ya da peace ya da paix hele hele selâm!
Harflerinde öyle bir melodi var ki tek başına orkestralık. En değme müzikale taş çıkartan fonetik özelliklere sahip bu kavram. Mozartların, Beethovenların, Bachların senfoni ve konçertolarında “barış” sesinden yankılanan o mucizevî tınıyı bulamazsınız.
Ama önüne mesela Dünya Barışı, Dünya Barış Günü “çıkıntıları” düşünce itici hatta irrite edici oluyor. Neden mi? Yazımızın ilerleyen bölümünde bu sorunun cevabını vereceğiz.
Barışın kutsal ve korunmuş kitabımız Kur’an-ı Mubin’deki karşılığı selâm ve sulh’tur. Zaten İslam’ın anlamı sulhu da kapsayan “selâmetin hâkimiyeti”dir. Yani Barış ve hakkaniyetin hâkimiyeti.
İslam âlimleri selâm-sulh ile ilgili yorumlarında ayetlerden hareketle çok güzel anlamlar yüklemişler selâm, sulh ve türevlerine. İslam, selâm, silm, teslim, Dâr’us Selâm… Sulh, salih, salah, aslah, islah, salihat… gibi sözcükler kullanıldıkları cümlenin, pasajın, metnin ve de konunun yıldızları sözcüklerdir.
Kur’an-ı Kerim’de selâm kavramı “barış, sulh, huzur, güvenlik, esenlik” gibi geniş, güzel ve anlamlı manalara sahiptir.
Mesela Yunus Suresi 25. Ayet bu anlamda çok çarpıcıdır. Çünkü Kur’an-ı Mecid Dünya Barış Yurdu için (Dâr’us-Selâm) diyor:
“Allah Barış Yurdu’na çağırıyor. Allah kimi layık görürse onu doğru(luk) ve dürüst(lük) yolunda yürütür.”[1]
Ayetteki Dar’us Selam “sonu da ebedi saadet olan özgürlük, eşitlik, adalet, emniyet yani barış yurdu” anlamındadır. Bu ayetteki “Esenlik yurdu” için kimileri cennet dese de biliyoruz ki, Allah Tebarek ve Teâlâ bu dünyada insanların huzur ve esenliğini öncelemiştir, hem de ayetteki gibi sadece küresel değil, evrensel barışı hedef göstererek.