Petrodolar jeopolitiği
Tarım ülkesi ABD 19 ve 20. yüzyıllarda sanayi ülkesi oldu buharın gücü, madenler ve demiryolu sayesinde. Akbinde petrol alanlarına nüfuz edebilecek güce ulaştı ve 20. yüzyılın başından itibaren...
Tarım ülkesi ABD 19 ve 20. yüzyıllarda sanayi ülkesi oldu buharın gücü, madenler ve demiryolu sayesinde. Akbinde petrol alanlarına nüfuz edebilecek güce ulaştı ve 20. yüzyılın başından itibaren dünyayı petrodolar jeopolitiği ile tanıştırdı.
20. yüzyılın başlarında başlayan petrol savaşları sınır tanımıyordu. II. Dünya Savaşı sürerken Libya’da İngiliz ve Alman tankları çölleri dolaşıyordu. Binlerce tank, hem de Avrupa’da amansız bir savaş sürerken Libya’da petrol düellosundaydı.
1955 yılına kadar Rusya petrolünü sadece periferisindeki Sovyet Bloku’na satıyordu. 1958’den itibaren dünya piyasasına açılınca CIA buna, “Sovyet ekonomik hücumu” demişti.
Petrol deyip geçmeyin, Batı için dosttan da ilkelerden de önemliydi petrol. Mesela Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türkiye’yi FETÖ ve PKK terörü ile köşeye sıkıştıramayanlar direkt kendileri sahaya indiler.” dediği “sıkıştıramayanlar” ve “kendileri” bizim dost ve müttefik dediğimiz petrol delisi devletlerdir.
Anglosakson kültürün hâkim olduğu Amerika da, atası sayılan Güneşi Batmayan İmparatorluk ile her şeyden önce petrol jeopolitiği sebebiyle defalarca karşı karşıya gelmişti. I. Dünya Savaşı sonrası paylaşımda İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Kurzon, “Ortadoğu’da ABD’lilere verebileceğimiz bir ayrıcalık yoktur” derken karşısında ABD Büyükelçisi vardı ve bu söz öyle söz ola beri gele türünden sarf edilmemişti.
Amerika durmadı, İngilizlerin petrol merkezli direnişini 1930’lara girmeden kırdı ve kurulan ABD-İngiliz konsorsiyumu önce Irak’ta, sonra zengin petrol yataklarına sahip Kuveyt’te Rockefeller ve Mellon ailelerine imtiyazlar tanıdı. Sonraki yıllarda bölgede kontrolün ve dolayısıyla petrolün elden gitmemesi için ABD bölgeye büyük askeri ve istihbarat yığınağı yaptı. CIA kurulduğu günden itibaren bölgeye özel ilgi gösterme emri almıştı, dolayısıyla Ortadoğu CIA’nin “uzmanlık poligonu”ydu ve ABD on yıllardır “Demokrasi götüreceğiz!” yalanıyla bu bölgeyi petrol ateşiyle yakıp kavuruyor.