Ya düzelecek, ya da tamamen bozulacak
"Ben ki … Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rum'un ve Vilâyet-i Zülkadriyye'nin ve Diyarbekir'in ve Kürdistan'ın ve Azerbaycan'ın ve Acem'in ve Şam'ın ve Haleb'in ve Mısır'ın ve Mekke’nin ve...
"Ben ki … Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rum'un ve Vilâyet-i Zülkadriyye'nin ve Diyarbekir'in ve Kürdistan'ın ve Azerbaycan'ın ve Acem'in ve Şam'ın ve Haleb'in ve Mısır'ın ve Mekke’nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve külliyyen Diyâr-ı Arab'ın… sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım, Sen ki, Françe vilayetinin Kralı Françesko'sun.” (Kanuni’nin Fransa Kralı’na yazdığı mektubun giriş kısmının kısaltılmış hali)
Devletlerin dili toplumların diline benzemez, diplomat/ik dil/i ise toplumun diliyle sadece harf ve sözcük olarak aynıdır. Mana, maksat ve murad olarak diplomatik dil toplumun dilinden ayrılır.
Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı’na gönderdiği mektuptaki o giriş bir tanışma değil, bununla muhataba had(ini) bildirmek esas alınmıştır.
Devletler böyle konuşur, böyle anlaşırlar ya da böyle(likle) anlaşmazlar.
Pazartesi günü Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptığı açıklamada ABD’ye diplomasi dili yerine her dinleyenin aynı şekilde anlayacağı “milletinin dili”yle seslendi:
“…İlişkilerimiz kritik bir noktada. Ya ilişkileri düzelteceğiz ya da bu ilişkiler tamamen bozulacak…”