2018 Dünya Kupası’nı nasıl okumalı? (2)

Futbol oyununun zirvesi olan Dünya Kupası, ilginç olayların yaşanmasına neden oldu. Rusya’da sergilenen ‘futbolun’ ülkeler arasında güç gösterisine dönüşmesi, bizler için de ‘oyunu’ yazı dizisine dönüştürmek, kaçınılmaz oldu. Futbol şöleninin ayrıntıları, gelecek açısından önemli ipuçları sunmakta. Hani derler ya ‘Yaşananlardan ders çıkarmak, geleceği aydınlatır…’ türünden. İşte o serüvenden bazı başlıklar…

DÜNYA KARTLARININ RENGİ…

Bir teknik adamın başarısı nasıl ki oyuncularının niyetine bağlı ise, karşılaşmaları yöneten hakemlerin performansı, mücadelenin içerisinde yer alan oyuncunun anlayışıyla, kalitesi/kalitesizliğiyle doğru orantılı. 2018 Dünya Kupası’nda sadece 4 oyuncunun kırmızı kartla oyun dışı kalması mücadelenin içindekilerin işini kolaylaştırmakla kalmadı, futbolun kalitesini artırdı. Bundan en büyük payı alan hakemler. Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulamasındaki başarı da önemli unsur oldu. Bunun yanı sıra, son kırk yılın en az kırmızı kartı gösterimi, turnuvadaki tutarlık, topun oyunda kalma süresi tribünlerin seyir keyfini artıran unsurlar oldu. 2006 yılında gerçekleştiren turnuvanın 28 kırmızı kartla en hırçın turnuva olarak tarihe geçmiş olması göz önüne alındığında, konunun hassasiyeti kendiliğinde ‘su’ yüzüne çıkmakta. Buradaki ince mesaj/detay, kendi ligimizde de benzer durumun yaşanması. Futbolun şiddetten arınması ve arzu edilen kalitenin yakalanması isteniyor ise, iyi niyet gerçeği, göz ardı edilmemeli…

25 MİLYON SİBER SALDIRI…

Dünya Kupasına ev sahipliği yapan Rusya’nın Devlet Başkanı Putin’in ‘Bilgi altyapımıza yönelik yaklaşık 25 milyon siber saldırı ve diğer suç eylemi etkisiz hale getirildi’ açıklaması dikkat çekici. Rakamlar ve tehlike unsurları oldukça ilginç. 34 ülkeden özel kuvvetlere mensup 130 temsilciyle, 194 yerde 400’den fazla, radyasyon, kimyasal, biyolojik ve patlayıcı içerikli kontroller gerçekleştirilmiş. Turnuva süresince gerçekleşen güvenlik içerikli çalışmalar, futbolun seyir zevki için güvenliğin ne denli önem taşıdığını ortaya koymakta. Din, dil, ırk ayırt edilmeksizin, dünyanın dört bir tarafından organizasyona iştirak eden 32 ülke takımları dikkate alındığında, güvenlik konusunun hassasiyet boyutunun önemini algılamak zor olmasa gerek. Bırakın konuşma veya yazmayı, aklımızın ucundan bile geçirmek istemediğimiz ‘Rusya’nın ev sahipliği yaptığı turnuvanın herhangi karşılaşmasında, bilgi alt yapısı bir yana, bir ölümcül ve yaralayıcı hadisesi olsa ne olurdu?’ sorusunun karşılığı, konunun hassasiyetini gözler önüne sermekte. Sporun/futbolun birleştirici veya ayrıştırıcı olabileceği yanını ortaya koyuyor…