Bayan güreşine ‘ALO-190’ ne der?
Ülkemizde bayan güreşini yazmanın, neredeyse ‘suç’ işliyormuşuz manasına gelebilecek (tıpkı odatv mantığının kopyası gibi) algı oluşturulmaya çalışılıyor. ‘Bayan...
Ülkemizde bayan güreşini yazmanın, neredeyse ‘suç’ işliyormuşuz manasına gelebilecek (tıpkı odatv mantığının kopyası gibi) algı oluşturulmaya çalışılıyor. ‘Bayan güreşi’ dosyasını takip ettikçe, o kadar ‘vahim’ olaylarla karşılaşıyoruz ki, adeta yazmaya mecbur kalıyoruz. Bu satırların yerinde futbolun kupa maçlarını yazıp, kendimizi uyumakla kalmayıp okuyucuyu da peşimizden mi sürükleyeceğiz. Üstad Necip Fazıl ne diyor; ‘Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum, gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum’. Spor gazeteciliğinde geride bıraktığımız 25 yıla bakıyoruz da, artık uyanma vaktin geldi de, geçiyor bile, düşüncesindeyiz...
‘Bayan güreşini artık yazmamak!’ Her geçen gün yeni bir rezalete (son örneği Dünya Bayan Plaj Güreşi gibi) şahit oldukça, böyle bir düşünceye sahip olmak bizlerin ‘vicdanını’ yaralar. Toplumun birlik, beraberlik ve refahı için biz de kendimize bir görev addediyorsak, Kur’an ve Sünnet ışığında önce kendimiz, sonra toplumumuz için görev ve sorumluluk üstlenmemiz gerekmekte. Bu da ancak doğru bildiklerimizi bu satırlara yansıtmakla olur. Ne buyuruyor Resûlullah (S.A.V.) ‘Benim bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız...’ Madem ki bildiklerimizden sorumluyuz!..
Güreş tarihinin yıllar öncesi, bayanların güreştirilmesinin ise yakın tarihe (25-30 yıl) dayanıyor. Neden acaba? Bugün gelinin sürece bakıldığında ise, sadece irdelenmesi değil, toplumun kültür ve dini inancıyla bağdaşmayan bu uygulamaya ‘dur’ denilmesi gerekiyor. Batılla mücadelede bir ‘cephe’ manasına gelir. Her defasında ‘Allah (cc) bizleri doğru görmeyi ve yaşamayı nasip etsin’ şeklinde dua ederiz. Herhangi bir konu gibi bu konuyu da şu kişi, bu makamın işi diye paslarsak, sonuca gitme şansımız olamaz. Ya ne yapmalı? Allah (cc) Nahl Süresi 40’ıncı ayeti kerime de ‘Ey Muhammed! Eğer yüz çevirirlerse, artık sana düşen açık bir tebliğden ibarettir’ buyuruyor...
Tüm bu tespit ve yaşananlara rağmen kafamızda soru işareti kalmaması için, vatandaşlarının dini konularda bilgilendirmeye yönelik Diyanet İşleri Başkanlığınca geliştirilen ‘ALO-190’ danışma hattından ‘fetva’ alalım dedik. Aldığımız cevap, yani şaşırtıcı olmadı; ‘Uygun değil.’ Sorumuzun cevabı, sadece giyim kuşam değil, kültür ve inanç yönünden de yapmamaları gerektiği hususunda ki karşılık bulunca, ben ikna oldum. Hatta, yazdıklarımızın, yazmamız gerekenlerin yanında ‘eksik’ bile kaldığı konusunda kafamızda kanaat oluştu. İkna olmadığım, rahatsız olduğum ‘Bayanların nasıl olur da halen güreştirilmeye devam edilir?’ yönünde. Daha, daha ne yapmak/söylemek/yazmak gerekiyor. Ne diyelim, bizim bir gazeteci kimliğimiz var ve toplumsal yapı taşını oluşturan değerler önemli ise, doğru bildiğimizi siz değerli okuyucularımızla paylaşma görevini aksatmamamız gerekiyor.
GÜREŞ BRANŞINI
SIRADAN GÖRMEMEK..