Dolar, misyonerlik ve spor..
Ekonomistler ‘ekonomi/dolar’ üzerinden darbe hainliğinin kaynağını araştıra dursun, benzer durum, ‘Spor üzerinden nasıl gerçekleşebilir?’ sorusunu karşılığını bulmaya yöneltti....
Ekonomistler ‘ekonomi/dolar’ üzerinden darbe hainliğinin kaynağını araştıra dursun, benzer durum, ‘Spor üzerinden nasıl gerçekleşebilir?’ sorusunu karşılığını bulmaya yöneltti. Saldırı veya planların özü, ülkemizin huzur ve gelişmişlik ortamını tehdit edecek boyutta olması, araştırmamızın önemini artırmakta. Problem, toplumun toplum yapan milli ve manevi değerlerine yapılıyor olması, bu saldırının malzemesi de spor/futbol olunca, biz ilgilenmesin de kim ilgilensin!.
HAKKA ATILAN OK…
Hatırlarsanız, bayan güreşi rezaletine itiraz ettiğimizde, bize ilk karşı çıkan ve karşı saldırıya geçen kim oldu; Oda tv. Bizim ki sadece, düşman okunu takip etmek, Hakk’ın rızasını kazanmak için çaba sarf etmek. Hangi anlayışın temsilcileri oldukları belli. Fenerbahçe’nin 2002 yıllarında İsrail’den transfer ettiği Haim Revivo’nun Filistin katili Şaron için sarf ettiği –Şaron’un sahadaki elçisiyim- sözlerini, unutmak mümkün mü? Veya, Amerika Irak’ı işgal ettiği tarihin hemen sonrasında, 2005 yıllarında ‘Real Madrid takımının bir papaz aracılığıyla Irak’ta misyonerlik’ yapmak amacıyla futbol okulları açması, yabana atılacak bir durum olmasa gerek.
Yunanistan’da yapılan ilk olimpiyatların dışında, Haçlı ve Siyonist anlayışın, tarihte daha başka hangi ‘haltlar’ işlenmiş olabileceği konusunda araştırma yaptığımızda, ilginç sonuçlara ulaştık. Yaptığımız çalışmaları, sağlam temellere oturtmak adına, araştırmalarımızda bilimsel kaynaklara önem taşıdığını, hatırlatalım. Dr. Ünsal Karabulut’un İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırma Dergisinde ‘Osmanlı İmparatorluğu’nda Son Dönemlerinde Misyonerlik ve Spor’ başlıklı makalesi, sporun misyonerler tarafından nasıl malzeme yapıldığı ve dini inançların halka nasıl enjekte edildiğini, konuya akademik/bilimsel bir açıklık getiriyor. Makalenin içeriğinden anlaşılıyor ki, spor tek başına spor, futbol tek başına futbol olmadığı, misyonerliğin bu sürecin neresinde olduğu anlamaktayız. Değerli Ünsal hocamızın o makalesinden, aşağıda paylaşacağımız notlar, dileriz kamuoyu için önemli dersler içerir. Bu vesileyle Cuma Günümüz mübarek olsun inşallah…
SPORCU PROTESTANLAR