Engel varsa aşmak, üniversiteli olmak (2)
Sağlık problemlerini aşıp, günlük hayatın içinde yer almak isteyen bireyler için eğitim önemli bir yer tutar. Sağlıklı ve mutlu olmasının önemli bağının oluşması, işleyen zaman...
Sağlık problemlerini aşıp, günlük hayatın içinde yer almak isteyen bireyler için eğitim önemli bir yer tutar. Sağlıklı ve mutlu olmasının önemli bağının oluşması, işleyen zaman sürecindeki kaliteli hayatın önemli bir dilimi, gelecekte bağımsız bir hayat sürdürmekten geçmektedir. Eğitim süreci ise bu bağımsızlığın önemli evresini oluşturmaktadır. Evinden çıkmaya ‘cesaret’ edemeyen bireylerin, devletin kendilerine sağladığı imkân ve kişisel özverinin neticesinde, önce umutsuzluğu yenip ardından, önlerine çıkan engellerin bir bir üstesinden gelip, eğitim ve öğretim süreciyle birlikte nitelikli insan olma kapısını aralıyorlar…
Hareket ve egzersiz sürecinde sağlıklı olma yolunda çaba sarf eden ayrıcalıklı/özel/engelli bireyler, zihinsel, bedensel ve sosyal bakımdan tüketici insan tanımlamasından, üretici birey durumuna geçerler. Ortaöğretim, lise ve üniversite bu sürecin önemli basamaklarını oluşturmakta. Bilimsel araştırmalar ‘Eğitim ve öğretim, doğası gereği, insanların bireysel performansları üzerine kurulmuştur, iletişim gerektirmektedir ve içerdiği sosyal sistemin en stratejik parçalarından biri olarak kabul edilmektedir…’ gerçeğini ortaya koyuyor. Bu doğrultuda zamanın sağlıklı işletilmesi, çalışmanın verimliliğini artıracağı gibi, ortaya konan çalışmadan da netice alınmasını sağlayacaktır…
Hareket ve egzersiz, diğer bir ifadeyle spor yapan engelli bir bireyin eğitim ve öğretim sürecinin ilk aşamalarının devamında üniversite dönemi oluşturmakta. Yüksek Öğrenim Kurulunun (YÖK) aldığı kararla, üniversite birinci basamak sınavından 100 puan alması, engelli bireyin Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerine % 10 kontenjandan yararlanma imkânına sahip olması, özel bireyler için yeni bir dönemin başlangıcı demek. Sporun içinde yer alan, eğitim ve öğretim sürecini devam ettiren toplumun engelli olarak tanımadığı özel gereksinimli bireyler için spor bir yere kadar. İlerleyen yaş ve devamlılık arz eden hayat, her geçen gün başarı çıtasını yükselterek yeni hedeflere yelken açması süreci yaşamalarına neden oluyor…
Meslek ve kariyer açısından önem taşıyan üniversitelerin, engelli bireylerin zorluk yaşamaması için Yükseköğretim Kurulunun (YÖK), farklı çalışmalar üzerinde çalışması dikkat çekiyor. Engelli öğrenciler bir okul tercih ederken, mekân ve sosyal kültürel faaliyetlerde ve eğitimde erişilebilirlik gibi hususlar bu çalışmanın önem taşıyan başlıklarını oluşturuyor. Bu çalışmaların amacı, ülke nüfusunun % 12-13 dilimini oluşturan ve bu önem nüfus oranı içinde üniversite düzeyinde eğitim almak isteyen engelli bireyin, eğitim ve öğretim kaliteli şekilde sürdürmesini sağlamak. YÖK söz konusu okullar arasında ‘engelsiz üniversite bayrakları’ alanlarında ödüllendirirken, bayrak alamayan diğer üniversitelerinden de beklentisi olduğu hususunda paylaşımda bulunduğunu yeniliyor...
Bir bireyin sporla birlikte hayatının nasıl değiştiğini, üniversiteyle ilgili beklenti ve hedeflerinin nasıl gerçekleştirdiğini Tekerlekli Sandalye Tenisinde 2016 Rio Paralimpik Oyunlarına katılarak bir ilki gerçekleştiren Büşra Ün’ün hayatında görmek mümkün. Kendisiyle yapılan özel röportajda, Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yöneticilik Bölümünü bitirdikten sonra, Cardiff Metropolitan Üniversitesinde Yüksek Lisans eğitimine başladığını belirtiyor. Yurtdışındaki eğitimi, sportif başarısını da etkilediğini belirterek ‘Orada güzel antrenman programım, masaj, fizyoterapi, kondisyon desteğim var’ diyor. Diğer yanda eğitiminin de güzel gittiğini belirtiyor. Milli sporcu, eğitim ile sporun birlikte nasıl götürüleceği ve ‘Siz imkân verin, biz başaralım’ mesajını veriyor…