Futbolumuz tam Nasreddin Hocalık!..
Söz konusu futbol, kamuoyu da bu ‘oyuna’ ilgili olunca, yazmak da kaçınılmaz oluyor. Peki, söz konusu ilginçlik ne? Üstad Necip Fazıl’ın kaleme aldığı ‘Sahte Kahramanlar’ isimli eseri okurken, Nasreddin...
Söz konusu futbol, kamuoyu da bu ‘oyuna’ ilgili olunca, yazmak da kaçınılmaz oluyor. Peki, söz konusu ilginçlik ne? Üstad Necip Fazıl’ın kaleme aldığı ‘Sahte Kahramanlar’ isimli eseri okurken, Nasreddin Hoca fıkrası gözümüze ilişti. Mizahla anlatılmak istenen gerçekler, bugün futbolumuzun içerisindeki süreçle benzerlik taşıyor; “Bilmediğimiz mevzularda bile ilk bilgi olmaya mecburuz. Çok derin bir hikmet. Şimdi bakın bu hikmeti Nasreddin Hoca ne güzel anlatıyor. Camide soruyor cemaate.; ‘-Ey cemaat! Ben bir şey söyleyeceğim, biliyor musunuz?’ ‘Yok, diyorlar; bilmiyoruz...’ ‘-Öyleyse ‘ne lüzum var bilmediğiniz bir şeyi size söylemeye!’ Burası pek hoş gitmez, anlaşılmaz da... İkinci ve üçüncüsü bir tekerlemedir, anlaşılır. İkinci defa, aynı suale ‘-Biliyoruz!’ Diyorlar. ‘-O halde lüzumu yok, diyor; bildiğiniz şeyi ne diye söyleyeyim?’ Üçüncü defa, cevap; ‘-Yarımız biliyor, yarımız bilmiyor!’ Ve karşılık; ‘-Bilenler bilmeyenlere öğretsin!..’ Üstad Necip Fazıl fıkradan ‘Bugünki Müslümanlığın hali Nasreddin Hocalık hikmetin içerisindedir” sonucu çıkarıyor. İnanın, futbolumuz da böyle bir durumdan farksız değil...
LUCESCU’YU HAKLI ÇIKARMAK
Ligin üçüncü haftası geride kalırken, ortaya konan futbol ve alınan sonuçların, diğer haftalardan hiçbir farkı yok. Öyle ki benzer durum, Milli takıma da yansıdı. Ay-yıldızlı ekip için ‘Yetiş Lucescu!’ denildiğinde, 72 yaşından gün almış Rumen teknik adamın, sahada mücadele eden takımlarımızın, sahada görev alan yerli oyuncu sayısı mevcut kadronun ancak 3’te 1’ini oluşturuyor ise, sormak istiyorum; ‘Ne yapacak Rumen teknik adam?’ Zamanın Başbaşkanı gibi ‘Benzin vardı da biz mi içtik!’ anlayışından farklı bir tavır ortaya koymayacağından emin olabilirsiniz; ‘Futbolcu (nuz) vardı da biz mi oynatmadık...’
GALATASARAY KOŞAR ADIM NEREYE?
Lige dönersek. En dikkat çeken takım hiç şüphesiz galibiyet serisini 3’te 3 yapan Galatasaray. Tudor’un takımı (Karabük’ten ‘ayrılış şekli’ halen eleştiriyi gerektirir) Östersunds’a elenip Avrupa’dan koptuktan sonra hem transferde, hem de ligde çıkışa geçti. Şimdi cevabı aranan soru şu ‘Bu kadar transferi, Ligde başarılı olmak için mi yaptınız?’ Kısa süreli başarının kaynağı Sneijder’in gitmesi etkili oldu, algısı yaygın. Gelen yabancılarla birlikte, yeni bir süreç işlemeye başladı. Taraftar samimi, tribündeki yerini alarak başarıya aç olduğunu gösteriyor. Bakın bu kadar yabancı/yıldız oyuncuyu nasıl yönetirsiniz (ki Sneijder gibi Galatasaray’ın başarısında büyük emekleri olan isim için şimdilerde –iyi ki gitti- şeklinde tavır takınılıyor ise), takımın geride kalan üç haftadaki başarısını ‘istikrarlı’ olacağına ihtimal vermiyorum. Ki bir de göz ardı edilen mali kriterler var. Maliyeti yüksek ardı arkası kesilmeyen transferler gerçekleştiğinde, Galatasaray bugün Avrupa Kupalarında olsa UEFA, Mali Kriterler diyerek Kulübü tek başına mı bırakacaktı? Sanmıyorum. Nasreddin Hocanın vermiş olduğu mesaj gibi. Her doğru da anlatılmaz ki, bilenler bilmeyenlere anlatsın canım!..
TRABZON’UN YENİLMESİ TESADÜF DEĞİL