Gönül gözüyle koşan atlete ‘tavşan’ lazım…
Mehmet Tunç kardeşimiz doğuştan görme engelli. Tıpkı diğer gözleri görmeyen arkadaşları gibi o da, engel durumuna bağlı olarak, ‘meşakkatli’ hayat yolculuğunu kolaylaştırıcı...
Mehmet Tunç kardeşimiz doğuştan görme engelli. Tıpkı diğer gözleri görmeyen arkadaşları gibi o da, engel durumuna bağlı olarak, ‘meşakkatli’ hayat yolculuğunu kolaylaştırıcı unsurlarını araştırmaya başlamış. Bizimle iletişime geçip, düşüncesinin yazıyla dönüşmesi, yarın için beslediği umut, inşallah kök salıp büyümesini sağlayacak. Sadece kendisi değil, benzer kaderi paylaşan bireyler için de, yeni bir sürecin başlangıcına vesile olacak. Tunç, Gaziantep Görme Engelli Okulunda, beden eğitimi öğretmenin teşviki / yönlendirmesiyle başlamış Atletizme. Bugün 22 yaşında. Adeta hayatının baharını yaşan Tunç kardeşimiz, 7 yıllık sportif hayatında birçok başarı ve madalyaya sahip...Kendisiyle görüştüğümüzde soramadım ama, bugün desem ki ‘Spor yapmasaydın, ne durumda olurdun?’ sorusuna, eminim ki vereceği karşılık ‘ Hayalini dahi kuramadığım bugünkü konuma ulaşma şansım olmazdı!..’ olurdu. Fakat onun önemli bir isteği var, bu başarıyı sürdürebilmek!..
YILDIZI NASIL PARLADI?..
Mehmet Tunç’un başarılı hayat öyküsü, rakamlara da yansımış. Kendi açıklamasıyla Atletizm hayatında kısa mesafe, yani 100, 200 ve 400 metre koşmanın yanı sıra, uzun atlama dalında beceriye sahip. Bunu rakamlarda da görmek mümkün! 2012-2018 yılları arasına birçok Türkiye Şampiyonası ve rekorlar sığdırmış. 2014’de Almanya’da yapılan Grand Prix 100, 2000 ve uzun atlama dallarında şampiyon oldu. Daha sonra 2014 Avrupa Şampiyonası, 2015 Dünya Oyunları ve Dünya Şampiyonası deneyimi yaşadı. 2016 yılında yarıştığı 200 metrede Avrupa 2.’si olarak yıldızı parladı. Bu kategoride, Türkiye’ye kazandırılan ilk madalya olarak tarihe geçti. Polonya’da yapılan Grand Prix yarışında 200 metrede altın madalya kazanan sporcumuz, gözlerinin görmemesine rağmen azmi, plan ve programlı çalışmanın neticesinde, 2016 yılında Brezilya’da yapılan Paralimpik oyunlarında uzun atlamada final, 200 ve 400 metrelerde yarı final ‘gördü’. Peki bunun daha ötesi olabilir miydi?..
Evet, belki daha büyük başarılara ‘yelken’ açacak. Mehmet’i hedefine taşıyacak olan ‘rüzgâra’, sportif deyimle kılavuz / tavşan atlete ihtiyacı var. Azmi ve çalışkanlığıyla hedefi ‘görmüştü’ belki ama, başarıda devamlılık için, ona rehberlik edecek ‘partnere’ ihtiyacı vardı. Kendi açıklamasıyla, azmi ve Allah’ın (cc) yardımının yanı sıra, geriye sadece, antrenmanlarında kendisine yardımcı olacak kılavuz atlet kalıyor. Olmaz ise ne olur? Mehmet Tunç kardeşimizin, içtenlik dolu şu açıklamasıyla karşılaştık;
“2018 yılı Ağustos ayında yapılacak olan Avrupa Şampiyonası’na hazırlanmaktayım. Bugüne kadar şerefle taşımakta oluğum milli takım formasını, büyük hedeflerim doğrultusunda taşımayı sürdürmek istiyorum. Hiç görmeyenler, B1 kategorisinde koştuğum için, kılavuz atlet eşliğinde koşmak zorundayım. Maddi olanaksızlıklardan dolayı, kılavuz atlet bulamamaktayım. Dolayısıyla, Milli Takım kampındaki antrenmanlar kılavuz atlet yokluğundan, verimli geçmiyor. Bu sıkıntımın bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor. Gençlik ve Spor Bakanlığımız ve Türkiye Atletizm Federasyonu’ndan bu çağrımızın karşılık bulacağına inanıyorum. 2016 yılında kılavuz atletlere verilen olimpiyat maaşlarının devam etmesini istiyoruz. Aksi takdirde, kılavuz atlet yokluğundan, şerefle taşıdığım formayı bırakmak zorunda kalacağım…”