Hangi sporla manevi tahribat?
Bugün günlerden Cuma. Günümüz mübarek ve bereketli olsun, inşallah….Yazımıza değerli büyüğümüz Şevki Yılmaz hocamızın, Cuma’ya denk gelen yazılarının giriş...
Bugün günlerden Cuma. Günümüz mübarek ve bereketli olsun, inşallah….Yazımıza değerli büyüğümüz Şevki Yılmaz hocamızın, Cuma’ya denk gelen yazılarının giriş bölümünde değişmeyen, temenni ve duayla başlamak istiyoruz; ‘Bismillahirrahmanirrahim…Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allahımıza hamd; Başöğretmenimiz, Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Mümin kardeşlerimize, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olanlara, Din ve Vatan muhafızı Gazi ve Şehidlerimize salat ve selam olsun!...’
Yine bugünki yazımıza yıllar önce, 2005 yılında kaleme aldığımız yazımızdan alıntı yapmak, futboldan arınmış, herkesi yakından ilgilendiren bir konuyu işlemek istiyoruz; “Eğitim, her vatandaşımızın hakkı. Sanırım bu fikrimize katılmayan yoktur. Yasayla da bu açık ve net olarak belirtilmiştir. Bu tür anlayış, herkes tarafından ‘özümsenmesi’ gerekirken muhatabı, gördüğü rüyanın meydana getirdiği kompleksten olsa gerek, özgürce okumak isteyenlerin engellendiği kılık/kıyafet uygulaması ‘Ben okumak istiyorum’ anlayışına kapılanların aşamadığı bir uygulama. Yasakçıların şova (pardon) kampanyaya çevirdikleri ‘kız çocuklarını okutalım’ daveti, iki tezat konunun bazılarının ne maksatla hareket ettiklerini ortaya koymakta. Bu durum, sadece birkaç kişinin problemi değil. Müslüman bir ülkede, inancını yaşamak isteyenlerin ortak görüşü…”
Bugün spor adı altında, kimlerin ne hangi amellerini, elini kolunu sallayarak gerçekleştirdiğine şahit oluyorsunuzdur. Yanlışa karşı susanın, dilsiz şeytan olacağı, ayetini inkâr edercesine sessiz bir kesim, diğer yanda ise makam ve paranın kölesi olan başka bir kesim. Bu ayrımda işi götüren, toplumun değerleri yok etmeye çalışan Avrupa/Batı anlayışına sahip bir başka, ‘orta’ kesim. Sporun kıyafet, malzeme, kural… ayrıntısında, bu orta kesimin nasıl hakim olduğunu görmek zor değil. Bu durum, spor branşı seçiminin önemini ortaya koyuyor. Yaşam ile ölüm arasında aşındırdığımız her kilometre taşında imtihanın ne denli çetin, cennet ve cehennemin ne denli lüzumlu olduğunu anlamakta zorluk çekmiyoruz. Bu vesileyle Allah (cc) bizleri samimi, hak davaya sadık olmayı nasip etsin inşallah. Amin…
TATAMİNİN YILDIZ İSMİ; DAYIOĞLU
Sporda başarı hikâyelerini oldum olası severim. Bugün madalya/ödül kürsüsüne çıkan sporcunun dünü araştırıldığında derslik olaylara rastlamak mümkün. Başarı sadece sportif açıdan olduğu kadar, değerler ölçüsünde de önem taşır. Kıymetli büyüğümüz Abdi Dayıoğlu, 15 yaşındaki oğlu Ömer Faruk’un spor yapmasındaki temel gayenin ‘Milli ve manevi değerlerine bağlı kalarak, elde ettiği sportif başarılarla kürsüye çıkıp ay-yıldızlı bayrağı göndere çektirmek….’ sözleri, bugünki yazımızın konusu olmasını kaçınılmaz hale getirdi. Sporcunun, yarışmalarda mücadele etmenin ve sportif başarının önemi kadar, sahip olduğu ahlaki değerlerle beraber, okul eğitimi başarısını önemini artırıyor.