İnsanlık, Filistin kan ağlarken futbol neyimize

Bugün Ramazan’ın birinci günü. Mübarek ayda, yine Ortadoğu kan gölü. ABD uşağı Siyonist İsrail’in Filistin katliamı devam ediyor. Yaşanan drama şahit olduğumuz, üstlendiğimiz vebal had safhaya ulaştı. İnsanlık dışı muamelenin sergilendiği böyle bir atmosferde, sporu/futbolu adını ne derseniz deyin, yazmak gelmiyor içimizden. Çünkü insanlık ölüyor. Amerika taşeronu İsrail’in akıttığı kan ve gözyaşı, insanlığın dramı olarak yansıyor televizyon ekranları, gazete sayfaları, insanlığın vicdanı ve tarihine…

Siyonist saldırıların hiçbir şekilde savunulur bir tarafı yok. İnsanlık dışı katliamının içerisinde yer alan bölge insanı da, olaylara şahit olan bizler de, imtihanın büyüğünü yaşıyoruz. Herkesin inancı ve safı belli. Müslüman’ın kanından beslenmeyi kendisine hayat biçimi edinen anlayış, akıttığı kanda boğulacağı güne doğru hızla devam ediyor. Ama bu dünyada, ama ebedî hayatta. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cehennem ateşi hakkında şöyle buyuruyor; “Cehennem ateşi bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı, öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o siyah ve karanlıktır.” (Ebu Hureyre’den rivayet edilmiştir. Tirmizî, Muvatta)…

Allah (c.c) Bakara süresi 24. ayette “Bunu yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız –yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakının; o, inkârcılar için hazırlanacaktır.” ve 88. ayette “Yahudiler ‘Kalplerimiz perdelidir!’ dediler. Aksine, inkârları sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir; o yüzden çok az inanırlar” buyuruyor. Attıkları bombalarla dünya gözüyle Gazze sokaklarını siyaha bürüyen Siyonistler, savunmasız ve masum insanları katlederek, hesap günü geldiği vakit, cehennem ateşinin yakıtı olacağı güne hazırlık yapıyorlar, inşallah…

Nasıl ki ‘Cennet ucuz değil, cehennem lüzumsuz değil’, insanlıktan bîhaber Siyonistlerin bu çağdışı saldırıları Müslümanların mübarek Ramazan ayına denk getirmesi tesadüf olamaz. Gazetemizin köşe yazarı, değerli büyüğümüz Kenan Alpay, İslam coğrafyasını kan gölüne çevrilen katliama dünkü yazısında dikkat çektiği yazısını; “…Suriye ve Filistin’de işlenen cinayetlere, derinleştirilen işgale karşı sesimizi yükseltmek de farz ibadetlerdendir. Ramazan’ın rahmet iklimi Filistin ve Suriye halkını kuşatması için üzerimize düşen ve ertelenemez sorumluluklarımız var. Ramazanımızın mübarek olması için oruçla başlayıp namaz ve infakla devam eden, şefkat ve cihadla şahikalara tırmanması gereken uzun ve zorluklarla dolu bir dünya var önümüzde. Ramazanımızın mübarek olması için salih amellerde topluca sebatkâr ve azimkâr olmak gerek vesselam…” şeklinde tamamlıyor…

İsrail’in Filistin’i işgal ettiği 1948 yılından bugünlere gelindi. Uygulanan ambargo, katliam ve işgal, her yıla ayrı bir gerekçe ileri sürülerek gerçekleşti. Yeni bir işgale neden olan olayların adı/nedeni, ABD’nin Kudüs’te büyükelçiliği açma isteği. Önceki gün başlayan, dün devam eden “milyonluk yürüyüş” adında kapsamlı gösteriler düzenleyen Filistinliler, İsrail›in sert müdahalesiyle karşılaştı. Geride kalan her zaman diliminde, yeni bir insanlık dramı, şehit haberleri gelmeye devam ediyor…