Noel (Christmas) için futbolumuzu da bitirdik!..
‘Ne olacak ki!...’ yaklaşımıyla ‘düz/ters’ olmadı mı hayat sürecimiz. İnandığımızı yaşamadığımız için, yaşadığımız süreç mana ve...
‘Ne olacak ki!...’ yaklaşımıyla ‘düz/ters’ olmadı mı hayat sürecimiz. İnandığımızı yaşamadığımız için, yaşadığımız süreç mana ve anlamını kaybedip, dünya denen ve her aşamasında umudun yok olup, her bir nefesin manasını kaybetme yolculuğuna çıkmadık mı? Dünü arar olmamızın kaynağı, yaşananlardan ders alınmaması değil mi! Düşünce yelpazesi çatısı altında, ilgi alanımıza giren her hususu ne vakit toplumsal menfaat değil de, kişilik menfaatimize uyum sağlaması için çaba sarf etmedik mi? Hayatın her aşaması derken, sporda da durum farksız değil. Futbolumuzun hafta sonu oynanan maçlarla tatile girdi. Sezonu erken bitirmenin temelinde, Noel (Christmas) kutlamaları var. Teknik direktörünün tamamı yerli, Mili Takımı ve futbolcularının büyük çoğunluğu yabancı olan ligin erken tatile girmesine neden oluyor! Hıristiyan olan ülkelerde Doğuş Bayramı, Kutsal Doğuş olarak kutlanan hafta, süreçle oluşan algı neticesinde Türkiye gibi Müslüman ülkelerde kutlanmaya başladı. İnanmadığımızı yaşamadığımız için, yaşandığımızın inancımızı şekillendiği süreçten ülke olarak fazlasıyla pay sahibi olmaktayız. Öyle olmasaydı, Miladi takvimin 31 Aralığa denk gelen geceyi, özentinin bir yansıması olarak eğlence, hediyeleşme ve yeni yıl kutlanır mıydı! ‘Müslüman mahallesinde salyangoz satma…’ örneği, bu sürece en iyi şekilde özetleyen örnek oldu. Günlük hayat akışı, Noel diye ‘safsata’ gecesinin, bir gün sonrasına gelen 1 Ocak tarihi neden tatil olur? Sorunun çözümü ve çıkış yolu bir nevi, sorunun İslami esaslar göre cevap bulmasında…
MİLADİ TAKVİM LİGİ BİTİRDİ!..
Futbolcu da olsa, yabancının inancına ‘saygı’ konusunda tartışmaya girmek istemiyoruz. Bilmemiz gereken, Hıristiyan geleneğini ön plana çıkarırken, Müslüman ülkenin bir ferdi olarak, Hicri takvimin hangi güne denk geldiği ve önemini kaç kişi bilir? Gazetemizin değerli yazarı, tarihçi Yavuz Bahadıroğlu bakın konunun ehemmiyetine nasıl vurgu yapıyor; “… Ve 1 Ocak 1926’dan itibaren Miladi Takvim kullanılmaya başlandı. ‘Alt tarafı takvim, ne fark eder” dedik sineye çektik. Oysa takvim zamandı ve zaman başıboş değildi. Kur’an’da zamana vurgu vardı: ‘Güneşi ışıklı ve ay’ı nurlu kılan, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için ay’a konak yerleri düzenleyen O’dur.’ Yani Kur’an, takvimde ay sistemine uyulmasını açık bir şekilde emrediyordu. Değişikliğin esas sebebi bu muydu bilmiyorum, bildiğim bazı aylara (meselâ Ramazan) Kur’an’da vurgu yapıldığı, bazı ayların (Recep, Şaban ve Muharrem) ibadetle birlikte anıldığıydı. Eskiden ‘Muasır” derler ‘Muasır medeniyet seviyesine’ ulaşmak için kırıp dökerlerdi. Son zamanlarda “çağdaşlık” adına kırıp döktüler! Kavga, gürültü, şamata, taciz kıyamet!...”
NOEL DENEN MEÇHUL KAHRAMAN
2016 yılında yine bu satırlara görüşlerimizi yansıtmıştık; “Sözümüz, lig takvimini düzenleyen federasyonların ‘değerli’ yöneticilerine. Yabancıya gösterilen bu tür hassasiyet, inancını, dini bayramlarda v.s. yaşamak isteyen kendi sporcu, seyirci, yöneticilerine neden gösterilmiyor?..” Yazarımız Ali Sandıkçı Beyefendi ‘Müslümanlar yılbaşı kutlamalarına katılamaz!..’ başlıklı köşe yazısında, Noel denen düzmece için şu ifadeler yer veriyor “Ülkemizde hararetle Noel ve yılbaşı gecesi kutlayanların birçoğunun maalesef Dede Korkut, Yunus Emre, Mevlana, Şah-ı Nakşıbendi, İmam-ı Rabbani, Abdul Kadir Geylani, Hacı Bayram Veli, Nasreddin Hoca, Hızır (a.s.) ve birçok Türk ve İslam büyüklerinden haberleri yoktur. Ancak basın, yayın kuruluşları gencecik beyinlere yaptıkları yayınlarla Noel denen meçhulü bir kahraman gibi tanıtıyorlar...” Hal böyleyken Fenerbahçe ligi 17. bitirmiş, Trabzonspor zirve yarışında kimin umurunda! Evet, ligi de futbolu da unutun, şimdi Christmas zamanı, tatile çıkın. Yazık ki, çok yazık!..