Ülkemizdeki Suriyeli sporcular (1)

Suriye başta olmak üzere, aileleri göçe zorlayan en önemli neden savaş ve açlık. Kendi anlayış ve düşüncesinde olmayana yaşama hakkı tanımayan Haçlı ve Siyonistler, bu katliam ve zorunlu göçün tetikleyicisi olmayı sürdürüyorlar. Kendi gibi düşünmeyene yaşama hakkı tanımayanlara inat, İslam coğrafyasının ayakta kalan tek ülke konumundaki Türkiye, evinden ve yurdundan koparılmak zorunda kalan bu insanlara kol kanat açıyor. Ekmeğini paylaşan bir ümmetin bireyleri olarak, katliamdan kaçan sığınmacılara kucak açmak insanlık görevimiz. Türkiye, sıcak yuvaları ve yurtlarından kopmak zorunda bırakılan insanlara yaptığı yardımseverlikle dünyaya meydan okuduğu gibi, bir o kadar insanlık dersi veriyor. Tıpkı diğer meslek gruplarında olduğu, sporcu kesimi de, savaş ve açlığın soğuk yüzünden kaçıp ülkemize sığınanlar arasında Suriyeli sporcular önemli yer tutuyor. Doktoru, mühendisi, öğretmeni gibi sporcular da, daha düne kadar kendi ülkelerinde mesleklerini icra edip, sosyal hayatın içerisinde yer alıyor, ülke ekonomisine katkıda bulunuyorlardı. Zulmün pençesinden canını zor kurtarıp ülkemize sığınan o milyonlar içerisinde daha öncesinde lisanslı veya lisanssız spor yapmış o kadar çok sporcu var ki. Arzu edilen ve olması gereken, gençlerin yarını kurtarma adına, bugün yapmamız gerekenler…

OSMANLI TORUNU SURİYE ASILLI BOKSÖR

Rus boksör Alexander Ustinov’u yenerek dünya şampiyonu olan Suriye asıllı boksör Mahmut Ömer Manuel Charr, ülkemize ziyarette bulundu. Ziyareti ile ilgili ‘Niçin Türkiye?’ sorusuna verdiği cevabın ayrıntısında sevgi var. İşte o sevginin nedenini şu şekilde açıklıyor Osmanlı torunu’ olarak nitelendirilen Mahmut Ömer; “Ben Türkiye ile gurur duyuyorum. Çok başarılı bir ülke. Çok büyük yüreği olan bir ülke. İslam ülkeleri içinde örnek bir ülke ve çok iyi. Türkiye bütün İslam ülkelerine yardım ettiği için ben de burayı çok seviyorum. Ben daha önce de teşekkür etmek için Türkiye›yi ziyaret ettim. Çünkü onlar mültecilere yardım ediyorlar. ‘Amcam Erdoğan’ı, Reisi çok seviyorum…’” Şampiyon boksörün Türk asıllı Alman futbolcu Mesut Özil’in maruz kaldığı ırkçı saldırılarla ilgili soruya verdiği ‘Türkiye onun ülkesi. Tabii ki Türkiye’nin arkasında duracak. Erdoğan onun lideridir. Onunla fotoğraf çektirmesinde bir sakınca görmüyorum…’ sözleri ve kalbinin bir tarafında Almanya bir tarafta Türkiye’nin olduğu, kendisini Türk vatandaşı olarak hissettiğini belirtmesi, anlayan, dahası anlamak isteyenler için dünya yüzündeki Müslümanlar için Türkiye’nin bugün ne manaya geldiğini özetleyecek, bir başka açıklamaya gerek yok sanırım!..

ŞAMPİYON YETİŞTİRMEK İSTİYORLAR…

Allah (c.c) Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah nurunu tamamlayacaktır’ buyuruyor.Önemli olan bizim durumumuz, yani bu imtihanın neresindeyiz?İnsanoğlu varlık, yokluk, hastalık, gençlik, yaşlılık, ekonomi gibi sosyal hayatı etkileyen unsurlarla sınavdan geçiyor. Ülke olarak dünyaya verilen insanlık dersi içinde ayakta kalmaya çalışana, sığındığı ülkede şampiyon sporcular yetiştirmek isteyen Suriyeli vatandaşların yanında olmak gerekiyor. ‘Ahta vefa…’ ise, onlar, en zor günlerinde yanlarında olan ülkeye katkı sağlamayı arzuluyorlar. Savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriye asıllı Zekeriya Nebhan (55) Türkiye’de kendisine sağlanan imkânlar sayesinde, ikisi milli sporcu dört çocuğuna da masa tenisi çalışmalarını sürdürdüğünü belirtiyor. Futbol yıldızı Messi’nin konuğu, Halep’ten Köln’e kadar beş bin km yol kat eden Suriyeli sığınmacı Nujeen Mustafa’yı konuk etmesi boşuna değil! İnsanın aklın şu geliyor; spor sadece bir araç olsun, önemli olan insanlık değil mi?..