El değmemiş kulis bilgileri... Melih Gökçek’in keyfi yerindeymiş!

“MHP’nin adayı Melih Gökçek olacakmış” dediklerinde... İlk cümlem şu oldu: “Yok artık!”. Sonra haberlere şöyle bir baktım ki... İş ciddi! MHP gerçekten de...

“MHP’nin adayı Melih Gökçek olacakmış” dediklerinde... İlk cümlem şu oldu: “Yok artık!”.

Sonra haberlere şöyle bir baktım ki... İş ciddi! MHP gerçekten de düşünüyormuş Gökçek’i...

Tabii hemen aradım kendisini.

Ne zaman arasam telefonumu daha ilk çalışta açan Melih Gökçek, uzun uzuuun çaldırmalarım karşısında bana mısın demedi.

İşkillendim tabii...

Sonra da “soruşturmacı”, “araştırmacı”, “kulislere dalmacı”, “sağdan girmeci”, “soldan çıkmacı” her türlü gazetecilik yöntemini deneyerek...

Şu izlenimleri elde ettim:

- Melih Gökçek, dün bütün gün... “Yahu ne oluyor? Yoksa MHP’nin adayı mı olacaksın?” sorusunu sorma potansiyeli taşıyanların telefonlarını açmamış.

- Ama keyfi acayip yerindeymiş... MHP tarafından “aday” olarak düşünülmüş olmasını çok onurlandırıcıbuluyormuş... Ve işin keyfini çıkarıyormuş.

- “AK Parti ile MHP’nin ortak adayı olabilir miyim acaba?” sorusuna cevap aradığına dair söylentiler dolaşıyormuş ortada. Kendisi için en iyi formülün bu olacağından kimin kuşkusu olabilir ki?

- Melih Gökçek ne diyecek MHP’ye? Gerçekten de MHP’den aday olmayı kabul edebilir mi? Edindiğim bilgiyi açıklıyorum: Yüzde 80 hayır, yüzde 20 evet noktasındaymış. Yani kapıları tamamen kapalı değilmiş Gökçek’in...

- Ama “Hayır” diyecekse bile... Bunu çok zarif, çok nazik, çok şık bir şekilde yapmak istiyormuş Gökçek... MHP’yi kırmadan, incitmeden bir cevap vermenin peşindeymiş.

BİNİNCİ KEZ SÖYLÜYORUM: KEMAL BEY BU İŞİ BİLMİYOR

“SON günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük başarısı nedir”diye soracak olsanız, hiç düşünmeden “Kaşıkçı olayını yönetme biçimidir” derim.

Kaşıkçı olayında...

Emniyetimiz? Süper başarılı... İstihbaratımız? Müthiş mahir... Dışişlerimiz? Muazzam iyi... Erdoğan’ın performansı? Dış basın bile öve öve bitiremiyor!

Peki, ana muhalefetimizin lideri Kemal Bey ne yapıyor?

“Emniyet teşkilatımızı kutluyorum, istihbaratımızın gözlerinden öpüyorum” falan diyerek başarıya ortak olmaya ve katkı sunmaya çalışacağına...

Tutuyor, Kaşıkçı olayı üzerinden Erdoğan’a zorlama sorular soruyor.

Üstelik elinin altında Erdoğan’ı eleştirecek, hükümete yüklenecek onca konu varken bunu yapıyor.

Ne diyeyim, Allah CHP’lilere sabr-ı cemil niyaz eylesin.

MANSUR YAVAŞ DA AK PARTİ’YE YANAŞMIŞ!

BİR minik kuş kulağıma fısıldadı:

CHP’den aday olmayacağı ihtimali beliren Mansur Yavaş, MHP’nin de Melih Gökçek’e teklif götüreceğini duyunca...

AK Parti ile temasa geçmiş.

Var ya...

Eğer bu minik kuş dedikodusu doğru çıkarsa...

Siyasetten iğreneceğim!

ALİ KARACAN NE DİYOR?

ÇOCUĞUNU annesinden kaçırdığı gerekçesiyle eleştirdiğim Ali Karacan, bir açıklama ve bir de fotoğrafgönderdi bana.

Cevap hakkı denilen hakka duyduğum sonsuz saygı gereği ikisini yayınlıyorum:

Ahmet Bey...

Sadece tek tarafı dinleyip hukuki sürecin tamamlanmasını beklemeden hüküm vermek size yakışmıyor. Bir gün sebebini öğrendiğinizde şaşırıp bana bugün vicdan muhasebesi çağrısı yaptığınız için üzülebilirsiniz. Mahkemenin gizlilik kararı olduğu için daha fazla açıklama yapamıyorum.

Saygılarımla. ALİ KARACAN

İYİ DE BU MEHTER MARŞI DA BİRAZ IRKÇI FALAN DEĞİL Mİ?

“VER mehteri” denilince... Veriyoruz mehteri...

Ve karşımıza şöyle bir mehter marşı çıkıyor:

“Türk milleti Türk milleti/Aşk ile sev milliyeti/Kahret vatan düşmanını/Çeksin o melun zilleti”.

Bir şey soracağım?

“Andımız” ırkçı falansa... Bu mehter marşı nedir Allah aşkına?

Yoksa mehter olunca gideri oluyor da sıra ‘Andımız’a gelince mi sorun oluyor?

YAMAN ADAM ŞU SARIGÜL

ŞİŞLİ’de oturuyorum. Kapı çalındı. Açtım. Gencecik bir çocuk... Elindeki kitabı uzattı.

Kapağında janjanlı bir Sarıgül fotoğrafının yer aldığı bir kitap... “Bu ne?” dedim. “Başkanımızın 15 yıldır Şişli’ye yaptığı hizmetleri anlatan bir kitap” dedi. “Sen kimsin?” dedim. “Birlikte Sevgiyle Platformu üyesiyim” dedi. “Ne yapar bu platform?” dedim. “Başkanımız için çalışıyoruz” dedi. “Siz kaç kişisiniz?” dedim. “10 bine yakın bir gönüllü ordusuyuz abi” dedi. “Atma” dedim. “Vallaha” dedi.