Zabıta müsameresinin mana ve önemine dair
Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan'ın bugünkü (09.09.2022)''Zabıta müsameresinin mana ve önemine dair'' başlıklı yazısı.
Ekrem İmamoğlu’nun ziyaretine gelen Meral Akşener’i nasıl karşıladığını gördünüz mü?
Ben gördüm.
Önce güldüm.
Sonra yadırgadım.
Ardından da “Ne gerek var böyle şeylere?” dedim.
İzin verirseniz hâlâ etkisinde olduğum görüntüyü betimleyeyim:
Kırmızı halılar serilmiş. Çakı gibi bir zabıta ekibinden askeri tören kıtası oluşturulmuş. Meral Akşener’in makam arabasının gelmesi bekleniyor.
Ve makam aracının ufukta görünmesiyle birlikte Ekrem İmamoğlu, arabanın kapısına kadar koşturuyor.
Tatlı bir telaş, sevinçli bir heyecan var ortamda.
Meral Akşener, gayet alışkın tavırlarla kırmızı halıda yürüyor.
Çakı gibi zabıtaların tam önünde durup “Merhaba arkadaşlar!” diyor.
Zabıtadan gür ve tok bir ses yükseliyor: “Sağ ol.”
Tamam, “Ne gerek var böyle şeylere?” dedim ama neden gerek görüldüğünü de tabii ki anladım.
Öyle anlaşılıyor ki...
Ekrem İmamoğlu vazgeçmemiş cumhurbaşkanı adaylığından.
Hâlâ potada olduğunu göstermek istiyor.
Zabıta müsameresi aracılığıyla Kılıçdaroğlu’na mesaj çekiyor:
“Bak, Meral Hanım beni destekliyor. Hem ben kazanacak adayım. Gel, inat etme. Çekil de ben aday olayım.”
Siyasette bu tür mesajlara da yer var.
Ama bu kadar vurgulusuna, bu kadar altı çizilmiş olanına, bu kadar bağıranına yer var mı, emin değilim.
Neyse...
Ben en iyisi “Altılı masa hayırlısıyla adayını belirlese de bu tür zabıta müsamerelerine gerek kalmasa” temennisinde bulunayım.
KATİL DARBECİLERDEN Mİ ÖĞRENECEĞİZ DARBEYİ
KAN döktüler.
Darbe yapmaya kalkıştılar.
Beceremediler.
Kaçtılar.
Şimdi kaçtıkları yerden...
“Darbenin perde arkası” diye bin türlü palavra sıkıyorlar.
Hangi partiyi savunursak savunalım... Hangi ittifaktan yana olursak olalım... Hangi umutların peşinden koşarsak koşalım... Hangi dünya görüşünün tarafı olursak olalım...
Bu katil darbecilere...
“15 Temmuz’un perde arkasını herkesten öğrenirim. Ama senden asla” diyerek yallah çekelim.
KİM KİME YAKIN
BEN en baştan beri hep şunu söyledim: