Beşinci kol, aydın müsveddesi, hain...
Bunlar kime söyleniyor? Bunlar, “silahlar sussun, katliam dursun, devlet şiddetine derhal son verilsin” biçiminde özetlenebilecek akademisyenler bildirisine imza atan değerli aydınlara söyleniyor. Sayıları şimdilik...
Bunlar kime söyleniyor? Bunlar, “silahlar sussun, katliam dursun, devlet şiddetine derhal son verilsin” biçiminde özetlenebilecek akademisyenler bildirisine imza atan değerli aydınlara söyleniyor.
Sayıları şimdilik 1128...
Haklarında başlatılan soruşturmadan sonra bu rakam “hatırı sayılır” oranda düşebilir. Kim bilir, aralarında kaç kişi çıkıp, “Ben o sırada pişpirik oynuyordum, kendimde değildim, bastım imzayı” ya da “Toplu konut dilekçesi sanmıştım, o yüzden imzaladım” diyecektir.
Mahallelerinin “şirin, tonton” despotu Kenan Paşa’ya karşı bildiri imzalayan aydınların önemlice bir bölümü kendilerini bu şekilde savunmuşlardı ve cezadan yırtmışlardı... Hani, Aziz Nesin’in öncülük ettiği ünlü “Aydınlar Dilekçesi...”
Bu hatırlatma, bir koşutluğa işaret etmiyor elbette.
Mezkûr “Aydınlar Dilekçesi”yle, bizim Koray Çalışkan’ın da imzacıları arasında bulunduğu akademisyenler bildirisi arasında bir benzerlik ya da özdeşlik bulunmuyor...
Birincisi (yani Aydınlar Dilekçesi), bir haklılığın sonucuydu...
Binlerce insan tutuklanmıştı, yüz binlerce insan gözaltına alınmıştı, “işkence tezgâhları” kurulmuştu, “Sıkıyönetim Mahkemeleri”nden yüzlerce “idam” kararı çıkmış ve infazlar başlamıştı... Aydınların (ki, aralarında İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy, Fikret Hakan gibi isimler de bulunuyordu) durumdan vazife çıkarmaları beklenebilir bir gelişmeydi ve haysiyetli bir çıkıştı.
İkincisi (yani 1128 imzalı akademisyenler bildirisi), bir haklılığa işaret etmiyor...
Hasan Cemal ya da Erdoğan düşmanlığıyla kafayı yemiş güruh tatmin olsun diye hazırlanmış bir bildiri sanki bu...
Bildiride öne çıkan hususlar (önermeler) şunlar:
Bir; müzakere koşulları hazırlansın ve “kalıcı barış” için tüm çözüm yolları denensin... Hükümet, Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını derhal oluştursun... Müzakere görüşmelerinde, toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemciler bulunsun... (Böyle bir bağımsız gözlemciler grubu oluşturulursa, bu 1128 aydın gönüllü olarak heyet içinde yer alacakmış... “Bunu şimdiden beyan ediyoruz” diyorlar.)
İki; siyasi iktidarın, muhalefeti ortadan kaldırmaya yönelik baskıları durdurulsun. (Bu baskılara şiddetle karşı çıktıklarını söylüyorlar...)
Üç; devlet şiddetine ve “terörle mücadele” adı altında gerçekleştirilen “katliam”a hemen son verilsin... (Bu katliamın suç ortağı olmayacaklarını şimdiden duyuruyorlarmış...)
İlk bakışta makul taleplermiş gibi görünüyor...