Bırak Beştepe’yi... Pensilvanya’ya bak!
Bu gözler, Erdoğan’ı fazla “partizan” ve “tarafgir” bulan bilim adamlarının, “İşte tarafsız Cumhurbaşkanı” diyerek, İsmet Paşa’yı...
Bu gözler, Erdoğan’ı fazla “partizan” ve “tarafgir” bulan bilim adamlarının, “İşte tarafsız Cumhurbaşkanı” diyerek, İsmet Paşa’yı pazarladığını da gördü.
Bakın ne olmuş?
CHP’nin bilmem kaçıncı kurultayından sonra Paşa bir tercihte bulunmuş, bundan sonra CHP’nin içişleriyle ilgilenmeme kararı almış...
Hakikaten ilgilenmemiş mi?
Bilim adamı arkadaşımız, otursun, önce, “anayasacılık” konusunda yazdığı makalelere (kendi makalelerine) baksın. CHP’nin kurumsal olarak, cari anayasa (ve sistem) karşısındaki pozisyonu ona bazı ipuçları sunacaktır...
Ya da hatırat okusun.
İsmet Paşa’nın, CHP yönetiminin belirlenmesinden hükümetin teşekkülüne, neredeyse bütün süreçlerin içinde “tek belirleyici” olarak yer aldığını o dönemin aktörleri anlatıyor.
Bilim adamı, makalesini, belli ki, Erdoğan’ın AK Parti kongresine müdahale ettiği spekülasyonları üzerine kaleme almış. İsmet Paşa’nın kimi “kararlarını” zikrederek bugüne (Erdoğan’ın bugününe) göndermeler yapıyor.
Bu “kararlar” ne tür kararlar, bilemiyoruz.
Paşa galiba bir yerde “hükümetin işlerine karışamam ki?” diye bir laf etmiş. (Yük saydığı için böyle demiştir. “Beni meşgul etmeyin” demeye getirmiştir.)