Bu adam çok baş ağrıtır!
ABD Büyükelçisi John Bass şöyle demiş: “Zaman gazetesinin haber yapım sürecine kayyum tarafından müdahale edildiğine dair haberlerden derin rahatsızlık duyuyorum...” Bu büyükelçiye söylenecek tek...
ABD Büyükelçisi John Bass şöyle demiş: “Zaman gazetesinin haber yapım sürecine kayyum tarafından müdahale edildiğine dair haberlerden derin rahatsızlık duyuyorum...”
Bu büyükelçiye söylenecek tek söz şu olmalı: “Kapat çeneni. Otur oturduğun yerde.”
Devleti yönetenlerden böyle bir çıkış beklenmeli mi?
Kayyum olayının “hukuki süreçle” ilgili olduğunu söyleyen Başbakan Davutoğlu haddini aşan bu büyükelçiyi elbette muhatap almamalı, tepki alt düzeyden bir yöneticiden gelmeli... Ama mutlaka bir tepki gelmeli.
Başbakan “hukuki süreç” derken, paralel yapıya yönelik operasyonları işaret ediyor ve Zaman gazetesine bu çerçevede kayyum atandığını söylüyor.
Şunu demek istiyor: “Paralel yapıyla mücadele, Türkiye’nin iç meselesidir. Bu mücadele hukuk çerçevesinde devam edecektir.”
Büyükelçi ise yaptığı açıklamayla, paralel yapının aynı zamanda bir “dış mesele” olduğunu, ABD’nin de bu meseleyle ilgili görülmesi gerektiğini söylemiş oluyor.
Nasıl mı?
Kurtuluş Tayiz’den okuyalım: “Büyükelçi Bass’in tepkisi, aynı zamanda Fetullah Gülen yapılanmasının arkasında ABD’nin olduğunu düşünenleri doğrulamış görünüyor. Fethullah Gülen’in Pensilvanya’da ABD’nin koruması altında olduğu düşünüldüğünde bu görüş hiç de yabana atılmamalı. Lideri ABD’de olan bir örgütün, ABD’den bağımsız hareket etmesi mümkün mü? / Paralel örgütün yayın organına yönelik operasyonlara başka bir ülkenin veya başka devletin tepki göstermesi (bu çerçevede) olağan olmasa gerek. Büyükelçinin gösterdiği tepki, aynı zamanda bu örgütün asıl sahibinin kim olduğunu da ele veriyor. Demek ki, Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden, anayasal düzeni değiştirmeye kalkan, darbe girişiminde bulunan paralel devlet örgütlenmesinin arkasında ABD bulunuyor.”