‘Cemaatin tek kurtuluşu darbe’
Bugün bir misafirimiz var... Esasında kendisini tanımıyorum. İsmini daha önce duydum mu? Emin değilim... Fakat yabancı da gelmiyor. Balyoz kumpasının mağdurlarından Emekli Pilot Kurmay Albay Osman...
Bugün bir misafirimiz var... Esasında kendisini tanımıyorum. İsmini daha önce duydum mu? Emin değilim... Fakat yabancı da gelmiyor. Balyoz kumpasının mağdurlarından Emekli Pilot Kurmay Albay Osman Başıbüyük’le isim benzerliği olabilir mi? Belki de kendisidir... Bilmiyorum. İnternette dolaşırken, Osman Başıbüyük imzalı bir yazıya tesadüf ettim. Nicedir kafamı kurcalayan sorulara cevap arayan ve bazı cevaplar bulan bir yazı... İlginç bulduğum bu yazıyı, işime gelen bölümleri kırparak (kısaltarak) dikkatinize sunuyorum. Bakılım siz de ilginç bulacak mısınız? Türkiye’de siyaset 2013 yılına kadar Cemaat eliyle ABD tarafından şekillendirilebiliyordu. 2011 yılında Erdoğan, “Şangay İşbirliği Örgütü”ne üye olmaktan bahsetmeye başladığında, AK Parti ile Washington’un yolları da ayrılmaya başlamıştı. Bu ayrışmada Cemaat sahibinin yanında yer aldı. ABD, Türkiye’nin Avrasya’ya kayan eksenini düzeltmek maksadıyla yine Cemaat vasıtasıyla bu sefer Erdoğan’a operasyon yaptı. 17-25 Aralık operasyonu başarısız olunca, Erdoğan ile Paralel Devlet Yapılanması arasında ölümüne bir kavga başladı. Bu kavgada ABD, Türkiye’yi şekillendirmek için kullandığı, devletin her hücresine sızmayı başarmış en önemli aletini kaybetmek üzere. Çünkü Erdoğan, var gücüyle Cemaatin bütün kadrolarını devletten tasfiye etmeye çalışıyor. Dokunamadığı tek kurum, TSK. Size garip gelecek ama son aylarda tırmanan terör olayları ile TSK’daki Cemaatçiler arasında dolaylı bir bağ var.