Çetin Altan’lı anılarım
"Viski”nin Rezil Köpek’i kalmış aklımda... Bu romanda, kendisini anlatıyordu Çetin Altan. Esasında hep kendi(si)ni anlattı. Okuduğum dört romanı da,“otobiyografik” özellikler...
"Viski”nin Rezil Köpek’i kalmış aklımda... Bu romanda, kendisini anlatıyordu Çetin Altan. Esasında hep kendi(si)ni anlattı. Okuduğum dört romanı da,“otobiyografik” özellikler taşıyordu.
Lise yıllarımda, önünde geçtiğim kitapçının ışıklı vitrininde görür, ismin çağrışımlarına (böyle bir roman ismini tuhaf bulduğum için) dalardım...
O yıllarda, albenisi olan ender kitaplardan biriydi benim için; Fahri Karagözoğlu imzalı özenli kapağı ve Bilgi Yayınları’na has özel boyutuyla...
Ne anlatıyordu Çetin Altan Viski’de?
Herhalde muhataralı politika yıllarını...
Roman boyunca linç tehlikesi atlatan ve türlü zorluklarla karşılaşan Rezil Köpek’le de, muhataralı politikacılığına göndermeler yapıyordu.
Çetin Altan, edebi tatlar devşirdiğim bir yazar olmadı benim için. Olamadı... Bir politikacıydı. Bir gazete yazarıydı. Fırtınalar estiren bir yazar olduğunu, çalkantılı dönemlerden geçtiğini sonradan duymuştum ama ağırlığı konusunda fikir sahibi değildim. Çünkü gazete okuru olduğum ilk gençlik yıllarımda Çetin Altan fırtınası dinmişti. Sadece spekülatif bir yazar (bir eski politikacı) olarak anılıyordu. “Komünist” olduğu söyleniyordu mesela: “Komünist yazar Çetin Altan...”
Sonra, uzun bir suskunluk dönemi...
Darbeden sonraki suskunluk...