Hepimiz Hasan Cemal’iz, nokta!
Hasan Cemal’e, “Akan kanın bir numaralı sorumlusu Saray’daki Sultan’dır... Nokta!” başlıklı edebi makalesi üzerine soruşturma açılmış. Savcı ifadeye...
Hasan Cemal’e, “Akan kanın bir numaralı sorumlusu Saray’daki Sultan’dır... Nokta!” başlıklı edebi makalesi üzerine soruşturma açılmış.
Savcı ifadeye çağırıyor.
Gitmezse (yani 7 gün içinde savcının davetine icabet etmezse) zorla götürülecek.
Polis koluna girecek Hasan ağabeyimizin, savcının karşısına çıkaracak, ifadeden sonra da “Gidebilirsiniz Hasan Bey” diyecek.
Soruşturma, bir ceza davasına dönüşür mü, bilmem.
İhtimal vermiyorum.
Bu tür soruşturmalar, ceza davasına dönüşse bile, hürriyeti bağlayıcı cezalar verilemediği için, genellikle takibatsız bırakılıyor... Hasan Cemal korkmasın. Bir şey olmaz. Ayrıca bir şey olmayacak... Bol noktalı ve ünlemli “obsesif yazılarına” kaldığı yerden devam edebilecek
Müşteki Erdoğan olsaydı, belki tazminat davasına hükmedilirdi. Hasan ağabeyimiz de (davanın aleyhte sonuçlanması durumunda) üç-beş bin lira kaybederdi. Hepsi bu...
İşin dehşet tarafı ne, biliyor musunuz?
Hasan Cemal 12 Mart’tan sonra (yani 45 yıl sonra) ilk kez bir savcılık soruşturmasına muhatap oluyor... Bugüne kadar hep “steril ve güvenli ortamlarda” yazmış. Darbe kışkırtıcılığı yapmış, militarizm güzellemelerinde bulunmuş, “sakın silah bırakmayın” diye terör örgütlerine akıl vermiş,“Paşa beni aradı, dedi ki...” diye başlayan makaleler döşenmiş, bir demokratın işlememesi gerekli ne kadar cürüm varsa, hepsini “hakkıyla” işlemiş ama bir şey olmamış...