Kıvranmayın, ‘hayır’ deyin rahatlayın!
Endişeli modernleri ve endişeli liberalleri biliyoruz. Buna endişeli “evet”çiler eklendi. Referandumda aslında evet diyeceklermiş de, bilmem ki lafı döndürmeden evet mi desinler, yoksa Tayyip Bey ve çevresinin...
Endişeli modernleri ve endişeli liberalleri biliyoruz.
Buna endişeli “evet”çiler eklendi.
Referandumda aslında evet diyeceklermiş de, bilmem ki lafı döndürmeden evet mi desinler, yoksa Tayyip Bey ve çevresinin iyiliğini düşünerek “hayır” butonuna mı bassınlar!
Öyle ya, Tayyip Bey’in iyiliğini Tayyip Bey’den daha çok düşünüyor bunlar.
Hayır, elbette bir “sistem değişikliği” şartmış... Ama zamanlaması iyi düşünülmüş mü? Ya bu sistem değişikliği bütün kazanımların kaybedilmesine yol açarsa? Ya Tayyip Bey’in “ülke için iyi olacak” dediği şey ters teperse ve ülkenin aleyhine bir sonuç doğurursa.
Bu kadar “dış baskı”yla referanduma gitmek doğru muymuş?
Tabii ki kendileri de evet diyecekmiş ama “sancılı” bir süreçten geçiyormuşuz. Bir taraftan endişeli evetçiler, bir taraftan trol sürüsünün itibar suikastine maruz kalan öz mahalleliler... Bunların endişelerini de izale etmek gerekmiyor muymuş?
Referandum tarihi yaklaştıkça, buna benzer çırpınışlar okuyup duruyoruz.
Biri “Hitler esintileri” diyor.
Biri “duygularımla düşündüğümde evet diyorum, aklımla düşündüğümde hayır diyorum” diye yazıyor.
Biri, bu referandum bizi Norveç olmaktan uzaklaştıracakmış gibi, aylardır “çek-balans” diye sayıklıyor.
Biri mütemadiyen “kaygı” bildiriyor.