Murat Belge adlı kısa fıkra!
Murat Belge, “Ya Allah bismillah” diyenlerin arasında yeri olmadığı için darbe gecesi sokaklara inmemiş. Kendisi söylüyor... Biz de seni “orada” görsek şaşırırdık zaten Murat...
Murat Belge, “Ya Allah bismillah” diyenlerin arasında yeri olmadığı için darbe gecesi sokaklara inmemiş.
Kendisi söylüyor...
Biz de seni “orada” görsek şaşırırdık zaten Murat Belge... “Ne işi var bu adamın burada?” derdik.
Hayır, “Ya Allah bismillah” sloganlarından rahatsız olduğunu bildiğimiz için değil. Bazı şeyler niye rahatsız eder, orası muamma. Bu topraklardan ve “inanç tercihleri”nden türeyen sözlerdir bunlar. Bir tür, “kendini ifade etme biçimi”dir. Bu coğrafyada yaşayan insanlar (coğrafyanın ve kaderin garip tecellisi olarak) bazı işlerine besmeleyle başlarlar, sık sık Allah’ı zikrederler, iyi bir şeydir bu. Kimi içinden geldiği için, kimi diline pelesenk olduğu için söyler bunları... Kimi zaman da “dua” yerine geçer. Dolayısıyla, bazı korkularımızın aracı haline getirmeye gerek yok bu sloganları. Başka bir dine mensup olsaydık, muhtemelen “haç”la çıkardık tankların karşısına, sen de (herhalde) bundan rahatsız olmazdın.
Seni o alanlara (kategorik olarak aşağıladığın o “yığınların” arasına) yakıştıramadığımız için “Ne işi var bu adamın burada?” derdik.
Fevkalade yukarılarda baktığın ve hep (itikadın gereği) “terbiye edici”, “çağdaşlaştırıcı” Kemalizm’in kıyısında durduğun, bir türlü içeri girmeye de yanaşmadığın için (“anti-militaristmiş” numarasını başka türlü nasıl sürdürebilirsin ki), senin yerin “Ay bu köylüler gelip şehri istila ettiler, şimdi de tankların önünde yatıyorlar” diyen tuzu kuru efradının yanıdır.
Bağdat Caddesi ahalisi tankları alkışlamıştı.
Beşiktaş’ta da “tencere-tava nümayişçileri” sahne almıştı.
Hazırda bekliyordu türdeşleriniz...
Böyle olmalıydı.
Böyle olacağı mukadderdi.
Mütemadiyen bu “netice”yi (darbeyi) özendirip duruyordunuz köşelerinizde; “hiç temenni etmem ama...” cümlesinin arkasına sığınarak, bizi “Erdoğan otoritarizmi”nden kurtaracak bir darbenin pekâlâ “kabul edilebilir” olduğuna kitleleri inandırmaya çalışıyordunuz, hocanıza biata çağırıyordunuz!