Olmayan badem bıyıklarından tanırım seni!
İlginçtir, İran pişiriyor, Mısır servise koyuyor, FETÖ de bir güzel yiyor. Ne güzel bir “koalisyon” kurmuşlar. Rus Büyükelçi’nin El Nusra tarafından...
İlginçtir, İran pişiriyor, Mısır servise koyuyor, FETÖ de bir güzel yiyor.
Ne güzel bir “koalisyon” kurmuşlar.
Rus Büyükelçi’nin El Nusra tarafından öldürüldüğü bilgisi bir mektuba dayandırılıyor.
El Nusra güya bir mektup yazmış... Cinayeti üstlenmiş...
Bu örgüt daha önce kaç mektup yazdı, hangi cinayetleri bu metotla üstlendi? Gönderi adresi neresi? Alıcı kim?
Bu soruların cevabı yok.
Mektuptaki imza Fetih El Şam’mış...
Fakat şaşkın yazıcı İdlib’teki muhalif bir gurubun imzasını atıyor. Oluyor sana “Fetih Ordusu...”
FETÖ’nün rezillikte sınır tanımaz trolleri de “kim, kimdir?” deme gereği duymadan, Mısır ve İran patentli internet siteleri tarafından dolaşıma sürülen “bilgi”yi çerçeveleyip bezeyerek yeniden dolaşıma sürüyor.
Dün El Nusra cephesi suikast iddiasını yalanladı.
Esasında yalanlamaya da gerek yok.
Belli ki FETÖ’cü katile, attığı Arapça sloganlar (El Nusra Marşı olduğu iddia edilen sözler)ezberletilmiş. Birazcık dilbilgisi olanlar, afedersiniz, nazik bir tarafıyla gülüyor, “Böyle Arapça mı olur, böyle marş mı olur?” diye...
Kaldı ki, sokaktan rasgele birini çevirip sorsanız, suikastçi katilin tiril tiril takım elbiseli ve efendi görünüşüne bakıp, “Bu adam kesin FETÖ’cü” diyecektir.
Nitekim diyorlar.
Kilometrelerce uzaktan bile baksanız, teşhis edersiniz.
Katil, sadece tiril tiril takım elbiseli ve efendi görünüşüyle değil, olmayan badem bıyıklarıyla “Ben FETÖ’cüyüm” diye bağırıyor.
Suratlarını ne kadar kazırlarsa kazısınlar, kendilerine ne kadar çağdaş görüntü verirlerse versinler, badem bıyıklardan kalma izleri yok edemiyorlar. Sahte bir “mahcubiyet damgası” gibi duruyor üst dudaklarında. Bir türlü silemiyorlar.
Dün, Fetullahçı trollerden biri şöyle yazmış: “Suikastin Türkiye-Rusya ilişkilerini bozmak için gerçekleştirildiği söyleniyordu ama iki ülke arasındaki ilişkiler daha da güçlendi...”
El Nusra’nın tekzibi makas değiştirtti; cinayetin devletin derinliklerinde (Türkiye-Rusya ilişkilerini daha da pekiştirmek amacıyla) planlandığını söylüyorlar.
Bugüne kadar muhterem hoca efendisi hakkında kem söz söylememiş “seviyeli” Kazım Efendi de buna benzer laflar geveliyordu.
Maksat, “OHAL uygulamasını uzattırıp, hattâ daha da ötesinde ‘OHAL dahi yetmiyor’diyerek sıkıyönetimi gündeme getirmek suretiyle, ülkeyi normal ve olağan yönetimden iyice uzaklaştırmak”mış...
Dün de sormuştum:
Ne içiriyorlar bu adamlara?