Sende de hiç politik bilinç yokmuş Ahmet Kekeç!
Sevgili ağabeyimizin hemen cevap yetiştireceğini düşünemedim. Bunu düşünseydim, “dostane bir hatırlatma” saydığım o bölümü yazıdan çıkarırdım. Yani, “sevgili...
Sevgili ağabeyimizin hemen cevap yetiştireceğini düşünemedim. Bunu düşünseydim, “dostane bir hatırlatma” saydığım o bölümü yazıdan çıkarırdım. Yani, “sevgili ağabeyimiz” kısmını ketmedip yazıyı öyle yayınlardım. Muhatabını bulurdu. Çünkü, Cumhurbaşkanımızın ziyaretine (maksadının dışında) anlamlar yükleyen, bu ziyareti açık bir “politik başarısızlık” olarak gören tek kişi Ahmet Taşgetiren ağabeyimiz değil... (Zaten maksadım, Taşgetiren ağabeyimize cevap yetiştirmek değildi.)
Bu ifademin de alınganlıklara yol açacağını tahmin ediyorum. Sevgili ağabeyimiz diyecektir ki, “Bu Ahmet Kekeç’te hakikaten politik bilinç yokmuş. Cumhurbaşkanımızın ziyaretini politik bir başarısızlık olarak gördüğüme ilişkin tek satır yazmadım. Bunu da nerden çıkarıyor?”
Doğrudur.
Sevgili ağabeyimiz bu ziyareti, “başarı” ya da “başarısızlık” kıstaslarıyla değerlendirmedi.
Sadece, ziyaretin yarıda kesilmiş olmasını olumlayan birtakım panik cümleleri kurdu. Zımnen “Ne işin vardı orada?”, “Böyle olacağını düşünmen gerekmez miydi?”, “Davos’un intikamıyla yanıp tutuştuklarını hesap edemedin mi?” sorularını içeren (bence son derece yersiz) cümleler...