‘Türkiye Türklerindir’ masasında saz çalan yiğit, bak Kobani düştü düşüyor!
"Kobani düştü düşüyor...” Bu sözün hangi bağlamda ve hangi endişelerle söylendiğine bakmadan, aylarca şerefsizce tezvirat ürettiler. Erdoğan, Kobani’nin düşmesini...
"Kobani düştü düşüyor...” Bu sözün hangi bağlamda ve hangi endişelerle söylendiğine bakmadan, aylarca şerefsizce tezvirat ürettiler. Erdoğan, Kobani’nin düşmesini istiyormuş... “Kobani düştü düşüyor” derken, gizli sevincini dile getiriyormuş.
Önce sözün tamamını okuyalım...
Bakalım öyle miymiş?
Bakalım Erdoğan gizli sevincini mi dile getiriyormuş?
Buyurun: “Havadan bombalamak suretiyle bu sorunlar çözülmez. İşte IŞİD terör örgütü çıktı. Bu Suriye’de güç buldu. Bunlar İslam adına Allah-ü ekber diyerek, Allah-ü ekber diyenleri öldürüyorlar. Müslüman müslümanı bu şekilde öldürebilir mi? Müslümanın müslümana kanı, canı, malı, ırzı haramdır. Kardeşlerim şunu çok iyi bilmemiz lazım. Sadece havadan bombalamak suretiyle bu terörü sona erdiremezsiniz. Aylar geçti herhangi bir netice yok. Şu anda Kobani de düştü düşüyor. Uçuşa yasak bölge ilan edilmesi lazım. O bölgeye paralel güvenli bölge ilan edilmesi lazım. Suriye’de ve Irak’ta ılımlı muhalif kesimin hem eğitilmesi hem donatılması lazım...”
Kobani üzerinden tezvirat üreten şerefsiz takımı iyi hatırlayacaktır.
Bu konuşma Gaziantep’te yapıldı.
Eleştirilerin odağında, IŞİD’i başımıza bela eden ve bütün taleplerimize kulak tıkayan Amerika vardı.