Ülke büyük bir felaketin kapısından döndü
Boş verin “suret- hak”tan görünmeye çalışan soytarılara...Bu işi CHP bozmuştur... Bir “TÜSİAD-Doğan Medya Grubu-Beyaz Türk dayatması” olan, sırf bu yüzden bile...
Boş verin “suret- hak”tan görünmeye çalışan soytarılara...
Bu işi CHP bozmuştur...
Bir “TÜSİAD-Doğan Medya Grubu-Beyaz Türk dayatması” olan, sırf bu yüzden bile kuşkuyla karşılanması gereken koalisyon hükümeti, CHP’nin yersiz kaprisleri yüzünden kurulamamıştır.
Nasıl mı?
Başbakan Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun son görüşmelerinde, daha çok, “hükümetin niteliği” üzerinde duruldu ve elbette (doğal olarak) anlaşma sağlanamadı.
CHP’nin (dolambaçlı ifadelerle gündeme getirdiği) tezi şuydu:
Mevcut hükümet başarısız oldu. Ekonomi berbat. Dış politika felaket... Eğitim sistemi çökmüş durumda... Dolayısıyla, Türkiye’yi düze çıkaracak bir “restorasyon hükümeti” kurulmalıdır.
Restorasyon hükümetinin hayata geçireceği “güzellikler” ise şunlar:
Eğitim meselesi yeniden düzenlenmeli. “Tevhidi Tedrisat” uyarınca laik eğitim sistemine geçilmeli. İmam Hatiplerin orta kısmı kapatılmalı. Üniversiteye girişte katsayı uygulamasına geri dönülmeli. İmam Hatipler sadece “İmam ve müezzin”yetiştirmeli. İşsizlik önlenmeli (Herhalde “CHP’lilere kadro açılmalı” demek istiyorlar.) Derhal ve hiç vakit sektirmeden “laik dış politika”ya dönülmeli. Komşularla iyi ilişkiler kurulmalı. Esat’la barış yapılmalı. Mısır’daki “Sisi darbesi” tanınmalı. İsrail’e “gözünün üstünde kaşın var” denilmemeli. Gazze edebiyatından vazgeçilmeli. Sağlam bir “adalet sistemi” kurulmalı. HSYK yeniden yapılandırılmalı. Zorunlu dün dersi uygulaması rafa kaldırılmalı.
İrticayla mücadele edilmeli ama “paralel oluşum” olarak bilinen Cemaate hiç dokunulmamalı. PKK kınanmalı ama DHKP-C gibi örgütlerin cinayetleri gündeme bile getirilmemeli.
Daha da önemlisi, Cumhurbaşkanı eski statüsüne dönmeli, Beştepe Külliyesi’nden dışarı çıkmamalı, “Bakanlar Kurulu”nu toplamaya yeltenmemeli. Sık sık dış gezi düzenleyip “icra gaspı” yapmamalı.
Söylemeye çalıştıkları şey (özetle) şu: “Siz bozdunuz, müsaade edin biz düzeltelim. Biz restore edelim. Kuracağımız hükümete de ‘restorasyon hükümeti’ adını verelim.”
Başbakan Davutoğlu’nun bu taleplere (eleştirilere) ne cevap verdiğini, bilmiyorum. “Hadi oradan!” dememiştir. Nezaketi buna elvermez. Ama mutlaka, “Hangi alanlarda başarısız olduk Sayın Kılıçdaroğlu? Son 13 yılın rakamları ortada. Yaptığımız reformlar ortada. Ekonominin nereye geldiği ortada... Bunları nasıl söyleyebiliyorsunuz? Ayrıca, siz Esat’ı ve Sisi’yi kurtarmayı bırakın, önce kendi ülkenizi kurtarmaya bakın!” demiştir.